Avrupa'da
Müslümanlara yönelik baskılar artarken demokrasinin beşiği
İngiltere'de '
Kabe' skandalı yaşandı. İngiltere
Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Savunma ve
Stratejik
Tehditler Direktörlüğü tarafından hazırlanan panoda Kabe'de namaz kılan yüz binlerce Müslüman stratejik tehdit olarak gösterildi.
İsviçre'deki minare
krizinin ardından 2010 yılına damgasını vuran
İslamofobi,
Fransa'da üç gün önce düzenlenen İslam karşıtı toplantıyla yeniden gündeme geldi. Müslümanların en rahat yaşadıkları Avrupa
ülkesi olan İngiltere'de ise
Dışişleri Bakanlığı akıl almaz bir hata yaptı.
Bakanlığın Savunma ve Stratejik Tehditler Direktörlüğü tarafından hazırlanan ve İngiltere için stratejik tehditlerin yer aldığı panodaki 'Kabe' fotoğrafı görenleri şaşkına çevirdi. Savunma ve Stratejik Tehditler Direktörlüğü başlığını taşıyan bülten panosundaki Hac döneminde çekilen Kabe fotoğrafının, mermiler, füzeler, mayınlar, nükleer silahlar,
terör olayları ve saldırılara ilişkin karelerin arasında sergilenmesi dikkat çekti.
'ANLAMSIZ' AÇIKLAMA
İngiliz Dışişleri Bakanlığı
protokol biriminden bir görevli kendisine yöneltilen "Savunma ve Stratejik Tehditlerle Kabe arasında ne gibi bir bağ var" sorusunu yanıtsız bırakarak ilgililerin gerekli açıklamayı yapacaklarını söylemekle yetindi. Bakanlığın Terörle Mücadele Birimi'nde radikal akımlarla ilgilenen 'Prevent Masası' yetkilisi ise skandal fotoğrafla ilgili şunları dile getirdi: "Fotoğrafın orada olması bir hata. Anlamsız."
Yetkililerin verdikleri cevaplar "
İslamofobi İngiltere'ye Dışişleri Bakanlığı'ndan mı giriş yaptı" sorusunu akıllara getirdi.
MÜSLÜMANLAR DAHA ÖZGÜR
Müslüman kökenli milletvekilleri ve
sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri İslamofobi'nin giderek arttığı Avrupa'da Müslümanlar için en yaşanılır ülkenin İngiltere olduğunu kaydetti. İngiltere'deki Müslümanların Avrupa'dakilerden daha rahat olduğunu belirten Faith Matters isimli STK'nın Müslüman başkanı Fiyaz Mughal, "Müslümanlar burada bazı
Ortadoğu ülkelerinden daha özgür" ifadesini kullandı. Mughal, son dönemde Müslüman karşıtı eylemleriyle dikkat çeken İngiliz Savunma Ligi (English Defence League-EDL) grubunun da Müslümanları endişelendirdiğini anlattı. Mughal, EDL için "Çok zeki bir strateji izliyorlar. Önemli
destekçileri var. İsrail'i destekliyorlar. Müslümanlara değil, İslam'a karşı olduklarını söylüyorlar. Her gerilimi kullanıp, korku üzerinden destek arıyorlar" açıklaması yaptı. Başka bir Müslüman temsilci ise "5 yıl önce İslamofobi olabilir deseler kimse inanmazdı. Ama şimdi durum farklı" diye konuştu.
KÜÇÜK KENTLERDEKİ TEHDİT
İngiltere'de yaklaşık 3 milyon Müslüman ve bin 500 cami bulunuyor. Adada, Avrupa'nın aksine ne minare yasağı ne de burka yasağı olmazken camilerde ezan dahi okunabiliyor. Ancak, Avrupa'daki gelişmeler İngiltere'de yaşayan Müslümanları huzursuz ediyor. Londra'da 7 Temmuz 2005'te gerçekleşen bombalı saldırıların ardından oluşan atmosfer Avrupa'dan gelen olumsuz havanın kalıcı olma ihtimalini güçlendiriyor. Müslüman temsilciler, gerek 7 Temmuz saldırıları sonrası Müslüman kimliğine ilişkin kalıplar oluşturulması gerekse Avrupa'daki olumsuz havanın taşınması konusunda İngiliz medyasından şikayetçi olduklarını belirtiyor. Buna karşın Müslümanlar, basınla yeterince bağ kuramamış olmalarından dolayı bir özeleştiri de yapıyor. Ne İngiliz yetkililer ne de Müslüman temsilciler Avrupa'da son dönemde mantar gibi çoğalan burka yasağının
ithal edilmesine ihtimal vermiyor. Başörtülü kadınlar kamu kurumlarında çalışabiliyor. Exeter Üniversitesi'nin yayımladığı İslamofobi ve Müslüman Karşıtı Nefret Suçu konulu raporda ise
küçük kentlerde Müslümanlara yönelik baskıların arttığı belirtiliyor. İngiltere'deki Müslüman toplumun parçası olan 250 bin civarındaki Türk'ün ise radikal akımlardan ziyade adi suçlara karıştığı aktarılıyor.
Polis yetkilileri, uyuşturucu ticaretiyle bağlantılı Türk ve
Kürt çetelerin faaliyetlerine dikkat çekiyor.
EKSEN KAYMADI
Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerini geliştirmesi bazı çevreler tarafından '
eksen kayması' olarak yorumlanırken İngiltere, bu durum için 'yeni
pazarlara açılış' tanımlaması yaptı. Londra'da faaliyet gösteren İngiltere-Türkiye
Ticaret ve
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Yavuz Sökmen, "Türkiye, İngiltere'nin ticaret yaptığı ülkeler arasında
büyüme hızına göre 5'inci sıraya çıktı" dedi. Sökmen, İngiltere'nin Fransa gibi önyargıları olmadığına değinerek şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerini geliştirmesi, İngiltere için yeni pazara açılma imkanı olarak algılanıyor.
Ekonomik kriz içindeki İngiltere, yeni pazar arayışı içinde. Türkiye hakkında konuşurken bize sordukları sorular azaldı. Türkiye'nin yaptığı reformları övgüyle karşıladılar."
Sökmen, 2003'te 7 milyar dolar olan ticaret hacminin 2007'de 14 milyar dolarak çıktığını kaydetti. Sökmen, dünyayı sarsan kriz nedeniyle geçen yıl gerileyen
ekonomik ilişkilerin 2010'daki yüzde 30'luk artışla iki sene öncesine ulaşabileceğini aktardı. Türkiye'den İngiltere'ye yapılan ihracatın, toplam ihracatın yüzde %6,2'sine yükseldiğini vurgulayan Sökmen, "Artık İngiltere, Almanya'dan sonra Türkiye'nin en büyük ikinci ihracat ve sekizinci en büyük ithalat ortağı. İki ülke başbakanlarının, ticareti beş yılda iki katına çıkarma talimatı var" dedi. Eskiden
tekstil üzerinde yoğunlaşan Türk ihracatının
makine ve makine aksamlarını da kapsadığını ifade eden Sökmen şöyle devam etti: "İngiltere'deki her 4 televizyondan, her 10 buzdolabından biri Türkiye'de üretiliyor. THY haftada 2 olan sefer sayısını 5'e çıkarmakla kalmadı, İngiltere'nin dünyaca ünlü Manchester kulübünün sponsoru durumuna gelmiş. Şimdi en önemli sorun İngiltere'nin sıkı vize politikası.
HABER: İrfan DUMLU