Bolivya'nın girişimiyle 28 Temmuz'de bir araya gelen
genel kurul üyeleri; güvenli ve
temiz içme suyuna erişim ve sanitasyon hakkı (
hijyen ve sağlık koşullarının oluşturulması ve devamı) için 124 kabule karşılık 42 çekimser oy kullandı.
Türkiye, suyun dünyada ticarileşmesinde önemli rolü olan ABD,
İngiltere ve
Kanada ile birlikte karara çekimser oyla yaklaştı. Türkiye Su Meclisi Yürütme
Kurulu Üyesi
Güven Eken, yaptığı değerlendirmede, kararın, dünya devletlerinin suya bakışında önemli bir değişiklik oluşturabileceği ve suyun bir meta olarak satılması sürecini durdurabileceğini söyledi.
Hasankeyf ve Allianoi gibi suyla iç içe geçmiş dünya miraslarının sahibi olan Türkiye'nin çekinceli yaklaşımının düşündürücü olduğuna işaret eden Güven Eren, "Bu çekimserlik yaşamın temelini tanımamak anlamına gelmektedir. Zaten bu sebeple olsa gerek ülkenin tüm dereleri özel çıkarlar için Su Kullanım Hakkı anlaşmaları ile satılmıştır." görüşünü savundu. Eken, geçmişte suyun çokuluslu şirketler tarafından sahiplenilmesine, Bolivya'da susuz kalan halkın yağmur suyu toplamasına bile
yasak getirilmesi örneğini verdi. Türkiye'de ise şu an akan tüm suların birileri tarafından satın aldığını söyleyen Eken, "Su yetmediğinde o suları besleyen kaynaklara sıra gelecek. Su yaşamın temelidir. Su insan hakkı olmadan daha önce tabiatın hakkıdır." dedi.