İslam düşmanı Anders Behring Breivik'in
Norveç'te temmuz ayında 76 kişiyi katletmesi bu değişimi beraberinde getirdi.
Oslo katliamının ardından
Danimarka istihbarat teşkilatı PET,
terör tehdidinde ilk sıraya ırkçı
örgütleri yerleştirdi. PET'in yıllık değerlendirme raporunda, ilk kez aşırı sağ ve sol gruplar terör listesinde birinci sırada yer aldı. Raporda bu grupların giderek profesyonelleştiğine ve aşırı derecede silahlandığına dikkat çekildi.
Danimarka'da bugüne kadar aşırı sağ ve sol gruplar görmezden gelinerek,
terör tehdidinde 'dışarıdan gelecek' saldırılar öncelikli değerlendiriliyordu. PET'in son raporu, ırkçı grupların son dönemde çok sayıda üye kazandığını, özellikle de holigan
futbol taraftarlarının örgüt saflarına çekildiğini kaydediyor. Bu grupların sadece
ülke içinde üye kazanmakla kalmadığı, kendileri ile aynı düşünceleri paylaşan yurtdışındaki aşırı sağ gruplarla yakın işbirliğine gittiği tespitini yapıyor. İngiltere'de kurulduktan sonra kısa sürede tüm
Avrupa'ya yayılan Müdafaa Dernekleri'ne ayrı bir bölüm açılarak, göçmen ve İslam karşıtı Danimarka Müdafaa Derneği'nin 1.600 üyesi olduğu dile getiriliyor. Grubun tüm Danimarka'da örgütlendiği aktarılıyor. Rapora göre aşırı sol gruplar daha çok devlet ve kamu görevlilerini
hedef alırken, sağ grupların hedefinde hem sol gruplar hem de
göçmenler yer alıyor. Raporu değerlendiren PET Başkanı Jakob Scharf, Danimarka'ya yönelik terör tehdidinin daha dinamik ve karmaşık bir yapıya büründüğünü belirterek, "Sadece global tehditlere karşı değil, içten gelecek dini ve politik terör tehditlerine karşı da teyakkuzda olmalıyız." açıklamasını yaptı. Scharf, hem sağ hem de sol grupların giderek daha radikalleştiğinin altını çizdi. Danimarka'da, Norveç katliamının ardından 20 yıldır yeraltında faaliyet gösteren ORG adlı ırkçı bir grup deşifre edilmişti.