İşte VATAN gaçetesinde yer alan
Güney Lübnan'daki CHS
hastanesinin morgundan izlenimler .
Güney Lübnan'daki Sayda kentinde CHS Güney Kompleks Hastanesi'nin yöneticisi olan Lübnan asıllı Belçikalı Profesör Beşir Cham, patlamalardan sonra hastanesine getirilen Lübnanlılar'a ait cesetlerin, hiçbir
yanık izi bulunmamasına rağmen "kömürleşmiş" olduğunu belirterek kimyasal
silah olasılığını gündeme getirmişti.
Hiçbir kanama ve yara izi olmadan, hatta saç, sakal ve
bıyıklarında yanık görülmeden cesetlerin nasıl kömürleştiğini anlamak için VATAN dünya basınında ilk kez bu hastanenin morgunu ziyaret etti...
İçeriden yakıyor
Lübnan'ın güneyinde yoğun
bombardıman vardı.
İsrail tüm yolları vurmuştu. Hareket eden tüm araçları da bombalıyordu. Normal şartlarda otobandan 45 dakikada ulaşılan Sayda'ya, nispeten güvenli dağ yollarından 2.5 saatte ulaştım. Sayda'nın girişinde birkaç saat önce büyük patlamalar olmuş. Şehrin diğer ucundaki hastaneye 15 dakikada vardım.
Burası Kızılhaç'a ait bir hastane ve çalışanların çoğu Hıristiyan.
Paris Üniversite Hastanesi'nde de uzun yıllar görev yapan 55 yaşındaki Prof. Cham, İsrail'in Hizbullah'la savaşının kaderini değiştirecek iddiaları üzerine geldiğimi söyleyince heyecanlanıyor. 17 Temmuz'da Deir Kanoun köyündeki bir patlamanın ardından ağır yaralı getirildikleri hastanede ölen İzzettin
ailesinin 11 üyesinin cesetleri eksi 10 derece soğukluktaki morgda tutuluyor. 8 ila 44 yaş arasındaki 11 kişiye ait kömürleşmiş cesetlerde bulunan izler, kimyasal silahlarla öldürüldüğü yönündeki kuşkuları güçlendiriyor.
Dr. Ali Mansur cesetleri göstererek, "Eğer bu aile bomba saldırısıyla ölseydi cesetleri parçalanırdı, şarapnel izleri ve yaraları olurdu. Derilerinin altı dahil saç, sakal, bıyık her yerleri yanardı. Gördüğünüz gibi bu belirtilerin hiçbiri yok. Vücutları kömürleşmese, 'boğularak öldü' diyebiliriz. Çok eminiz ki bu kimyasal bir silahın sonuçları" diyor.
Bilinmeyen gaz
Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud da, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada "İsrail bize karşı yasaklanmış kimyasal silahlar kullanıyor. Amaçları Lübnan halkını yok etmek" ifadesini kullanmıştı.
Filistin El Şifa hastanesinde de VATAN'ın çektiği fotoğrafların benzerleri çekilmişti.
İddiaya göre Filistinli bilim adamlarının bu silah hakkında bilgi sahibi olmasını engellemek için İsrail uçaklarının ilk vurduğu
hedef de kriminoloji laboratuvarı oldu. Lübnanlı General Michel Aoun da, İsrail'in "bilinmeyen" bazı gaz bombalarının garip kokular saçtığını ifade etmişti.
Fosfor bombası kullanıyorlar
Profesör Doktor Beşir Cham, İsrail'in kimyasal silah kullandığına ilişkin iddialarını VATAN'a şöyle anlattı: "İzzettin ailesinin 11 ferdi de kömür gibi olmuştu. Hiç böyle bir şey görmedim. Vücutlarda yanık kokusu yoktu. Saçlar, bıyıklar yanmamıştı. Ama herkes kömürleşmiş bedenleriye can çekişiyordu. Birkaç saat içinde tüm aileyi kaybettik. Gözümüzün önünde bir vahşete
tanık olduk. Tüm bu cesetler aslında benim iddialarımın kanıtı. Böylesi cesetler kimyasal silah dışında bu hale gelmez.
Laboratuvar sonuçları katliamda hangi kimyasal silahların kullanıldığını açıklayacak. Ama bence bu fosfor. İmha edilecek bölgenin üstünde patlattığınızda aşağıda yaşayan her canlıyı kömürleştiren bir kimyasal.
VATAN GAZETESİ