Birincisi, Gazze’den atılan Kassım füzeleri, ikincisi de Lübnan’dan atılan Hizbullah füzeleri. Kassımlar bu köşede birkaç defa ayrıntılarıyla ele aldığımız gibi ev yapımı denilebilecek basit, ilkel, isabet yüzdeleri, tahribat güçleri zayıf ve menzilleri 10-15 kilometreyi aşmayan füzeler. Filistinli grupların son 4-5 yıldır İsrail’e attıkları bu füzeler son günlere kadar İsrail’i fazla rahatsız etmiyor ve bu yüzden de İsrail bunları dikkate almıyordu; ama geçen hafta iki Kassım’ın Aşkelon’u vurmasıyla İsrail harekete geçmiş bulunuyor. Diğer yandan, Kassımlardan hem tahribat gücü hem de menzil bakımından çok üstün ve gelişmiş olan Hizbullah füzeleri İsrail’i bugün hiç olmadığı kadar korkutmuş, zarar vermiş ve bu yüzden 6 yıl sonra Lübnan’a yeniden karadan müdahaleye sevk etmiş bulunuyor. Esasen, kolay anlaşılsın diye Hizbullah füzeleri şeklinde adlandırdığımız Hizbullah’ın elindeki bu füzeler genel bir adla anılıyorlar: Katyuşa ya da Katyusha füzeleri bunlar. Katyuşaların menşei Sovyetler Birliği. İlk denemeleri 1938 yılında yapılan ve daha sonra geliştirilen Katyuşalar (Katerina’nın kısaltılmış Katie’den gelen Katyuşa küçük Katie ya da Kati’cik anlamına geliyor.) İkinci Dünya Savaşı sırasında 1941 yılında Sovyet ordusu tarafından Alman ordusuna karşı kullanılmaya başlandı. İkinci Dünya Savaşı belgesellerinde çokça görülen çok namlulu bataryalardan atılan bu füzelere o zamanlar Stalin’in Orgları da deniyordu ve bu füzelerle Sovyet ordusu Alman ordusuna hatırı sayılır zayiat verdirmişti. Savaş sonrasına Katyuşalar’ı daha da geliştiren Sovyet silah sanayii, bu füzelerin en başarılı modeli olan 122 milimetrelik BM-21 Grad’ı Sovyet ordusunun başlıca silahlarından birisi olarak 1963 yılında envanterine aldı. BM-21 daha sonraları yaklaşık 50 kadar ülkenin de silah envanterine girdi. Bugün de bu model birçok ülke tarafından hâlâ kullanımda tutulurken bazı ülkeler de bu modelden esinlenerek, hatta taklit ederek kendi Katyuşalarını imal etmiş bulunuyorlar. İran, Kuzey Kore, Çin, Güney Afrika ve hatta İsrail bugün kendi Katyuşa modellerine sahip ülkelerden bazıları. İsrail LAR denen ilk Katyuşa modelini 1967 Arap-İsrail Savaşı sırasında Arap ordularından ele geçirdiği Sovyet modelini örnek alarak geliştirmişti. İsrail bugün muhtemelen bu modelin daha gelişmişini Lübnan’a karşı kullanmaya da başladı. Dün televizyonlardan bizzat bu modeli atış yaparken gördüm de. Hizbullah ise son altı gündür İsrail’in kuzeyini Katyuşalarıyla dövmeye devam ediyor. Esasen Hizbullah bu füzeleri zaman zaman atıyordu; ama bunlar sınıra çok yakın Kiryat Şimona gibi küçük yerleşim birimlerine düşüyor, İsrail’e fazla zarar vermiyorlardı; ama bugün durum çok farklı. Füzeleri bugün İsrail’in aklına gelmeyen Hayfa’yı bile hedef alabiliyorlar. Nitekim, önceki gün Hayfa’ya iki füze düşmüş, demiryolu deposunda çalışan 8 İsrailli işçi ölmüştü. Kısacası, Hizbullah’ın füzelerinin bugün İsrail’in büyük bölümüne ulaşabilecek menzillere sahip oldukları anlaşılıyor. Hatta Hizbullah ‘istersem Tel-Aviv’i bile vurabilirim’ diyor. Bu durumda Hizbullah’ın geçmişte 10-15 kilometre olan füze menzilini bugün en azından 45-50 kilometreye (muhtemelen daha da fazla) çıkarmayı başardığı belli oluyor. Esasen, İsrail Hizbullah’ın bugün kullandığı füzelerin İran menşeli olduğunu iddia ediyor ve bunların Fecr-3, Fecr-5 olduğunu, Hizbullah’ın elinde muhtemelen 200 kilometre menzilli Zelzele füzelerinin bulunduğunu iddia ediyor. Yeri gelmişken Hizbullah’ın cumartesi günü İsrail donanmasına ait son model bir destroyeri de deniz hedeflerine karşı kullanılan çok etkili bir füzeyle yaraladığını da söyleyelim. Hizbullah’ın füzeleri hakkında daha söylenecek çok şey var; ama bugünlük bu kadar diyelim ve Hizbullah’ın son yılları boşa geçirmediğine işaret edelim...