Polisin bugün açıkladığı son resmi bilançoya göre, yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşayan
Japonya'da 6 bin 405 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 409 kişi de yaralandı.
Felaket sırasında, 10 bin 259 kişi de kayboldu. Daha önce önceki bilançoda, 5 bin 178 kişinin yaşamını yitirdiğini, 8 bin 606 kişinin kayıp olduğunu ve 2 bin 285 kişinin de yaralandığı belirtilmişti.
Japon yetkililer, ölü sayısının artabileceğini ifade ediyor.
JAPONYA ABD'NİN YARDIMINI İSTEDİ
Çok şiddetli deprem ve tsunami felaketinden sonra
Fukuşima nükleer santralinde sorunlar çıkan
Japonya, çözüm için ABD'den
yardım talep etti.
Fukuşima nükleer santralinin reaktörlerinde peşpeşe meydana gelen sorunları uzun süre tek başına çözmeyi deneyen Japonya hükümetinin sözcüsü Yukio Edano, üçüncü reaktördeki sorunu çözmenin birinci öncelikleri olduğunu söyledi.
Kompleksin tehlikeli biçimde aşırı derecede ısınması üzerine
Washington yönetiminden yardım istediklerini söyleyen Edano, ABD ile konuyu ayrıntılı olarak görüştüklerini kaydetti.
Bu arada
Amerikan ordusuna ait itfaiye arabalarının 3 Nolu reaktöre su püskürttüğü, ancak araçları Japon işçilerin kullandığı belirtildi.
İtfaiye arabalarının acil durum görevlilerine, nispeten
radyasyondan uzak kalmaları imkanı verdiği kaydediliyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (
UAEK) Başkanı
Yukiya Amano ise Tokyo'da gazetecilere yaptığı açıklamada, çok ciddi bir kazayla karşı karşıya olduklarını belirterek, bunun sadece Japonya'nın üstesinden gelebileceği birşey olmadığını, tüm dünya halklarının ve felaket bölgelerindeki halkların Japonya ile
işbirliği yapması gerektiğini ifade etti.
Fukuşima'nın 3 Nolu reaktöründe su eksikliği nedeniyle durumun çok ciddi olduğu, yeterince su olmazsa
yakıt çubuklarının daha da fazla ısınacağı ve radyasyon yayacağı bildiriliyor.
Öte yandan 9 büyüklüğündeki deprem ve depremden sonraki tsunami felaketinde ölenlerin sayısı 6 bin 539'a yükseldi.
Polis, 10 bin 354 kişinin de kayıp olduğunu açıkladı.
Japon yetkililer, depremdeki kayıplardan bazılarının felaket bölgesinde olmayabileceğini, bu kişileri tsunaminin denize sürüklemiş olmasının muhtemel olduğunu, 2004 yılındaki büyük tsunami felaketinde olduğu gibi, kayıpların çoğunun cesedinin bulunamayacağını belirtiyor.