Kimi dağları, kimi denizleri geçerek hayatını riske atıyor.
Türkiye'den ABD'ye kaçak olarak gelenlerin yüzde 90'ını gemi işçisi olarak limanlara kadar gelip bir daha geri dönmeyenler oluşturuyor. Gürkan G., 7 yıldır
Amerika'da yaşayan binlerce kaçak Türk'ten sadece birisi. O'nun hikayesi en maceralı
Hollywood filmlerine dahi taş çıkaracak nitelikte. 2001 yılına kadar 4 kez ABD'ye gelebilmek için vize başvurusunda bulunan; fakat bir türlü vize alamayan Gürkan G., "Abim ABD vatandaşı. Uzun zamandır 'buraya gel işleri beraber yürütelim' diyordu. Her şeyim tam olmasına rağmen bir türlü vize alamadım. Tabi bu bende hırs yaptı." diyerek macera dolu hikâyesini anlatmaya başlıyor.
Vizeyi alamayan
genç muhasebeci, ABD'ye gelebilmek için farklı yöntemler aramaya karar veriyor. Sürekli olarak konuşulan "Bir tanıdığım var, ABD'ye götürüyor" dedikodularını takip ediyor. Gürkan, 2001 yılının
Ağustos ayının sonunda Giresun'da 5 bin dolara anlaştığı kişinin teklifiyle
Meksika üzerinden ABD'ye kaçak girmeye karar veriyor. Ağustos ayında Meksika'ya gelen Gürkan, burada yalnız olmadığını anlıyor. Kendisi ile birlikte 5 yetişkin Türk ve 8 yaşındaki bir erkek çocuğu aynı yolun yolcusudur. Küçük bir odada hep birlikte yatıp kalkan umut yolcuları; tam bir aylarını Meksika'da geçiriyor.
Eylül başında Amerika sınırına yakın bir kasabaya geçen grup aslında başlarına geleceklerden habersiz çok çetrefilli bir maceranın ortasında kalacaklarını bilmemektedirler.
Dünya nefeslerini tutmuş New York'ta ki
terör saldırılarını izlerken; olup bitenden habersiz bir grup Türk ve Meksikalı çölde
araçlarla ilerleyerek ABD sınırını geçecekleri en kolay noktaya yaklaşmaktadır. İkiz Kuleler yıkılırken ABD teyakkuza geçmiş, ülkeye yapılan tüm uçuşlar başka noktalara yönlendirilmiştir. Meksika ABD sınırındaki umut yolcularının ise olan bitenden hiçbir haberi yoktur. Gökyüzünde savaş
uçaklarının devriye gezdiği, kara birliklerinin sınırlara yığınak yaptığı bir anda ABD'ye kaçak yollardan girmeye çalışmak hatalardan en büyüğüdür.
MEKSİKA SINIRINDA KURŞUN YAĞMURUNA TUTULURLAR
Bu olağanüstü hareketlilikten pek bir şey anlamayan onlarca kaçak, kısa bir süre sonra üzerlerine yağmur gibi yağan kurşunlardan bir şeylerin ters gittiğini fark ederler. Meksikalıları taşıyan kamyonette 3 kişinin vurulduğunu anlatan Gürkan, "Hayatımın en zor anlarından biriydi. Sürekli kelime-i şahadet getiriyor; buraya kadarmış diyordum. Üstümüzdeki çadırı şöyle ucundan kaldırıp etrafa baktığımda; tıpkı filmlerdeki gibi sürekli üzerimize ateş edildiğini görüyordum. Tabi bir süre sonra durmak zorunda kaldık. O
arabadan nasıl sağ çıktık hala aklım almıyor. Aracımız kalbura dönmüştü. Diğer araçtaki 3 Meksikalı vurulmuştu; içlerinden birinin durumu çok ciddiydi." diye konuşuyor. Askerlerin "aman başımıza bela olmasınlar" diye kendilerini bıraktığını anlatan Gürkan, uzun süre kimsenin kendine gelemediğini; fakat Amerika'ya gitme sevdasından da hiç kimsenin vazgeçmediğini anlatıyor.
ABD sınırına 20-25 kilometre mesafede çalılık bir arazide
yaşamaya başladıklarını anlatan Gürkan, günlerce
banyo yapamadığını, 2. ve 3. geçiş denemelerinde de başarılı olamadıklarını söylüyor. Sınırda projektörlü helikopterlere yakalandıklarını anlatan Gürkan,
Amerikan askerlerinin sınırı geçmelerine rağmen tekrar kendilerini Meksika'ya yolladığını kaydediyor.
Gürkan, başarısız denemelerin ardından Türkiye'ye geri dönmeyi düşündüğü bir sırada abisi son bir kez daha deneme yapmasını ister. Ona yardımcı olacak başka biri vardır. Gürkan'ın umutları yeniden artar. Abi Özkan G, ABD'de yaşayan eşinin Meksikalı olan ve sınırdan geçişlere yardımcı olan başka bir
Türk vatandaşı olduğunu öğrenerek kardeşini ABD'ye getirmek istediğini söyler. ABD'de geçişe yardımcı olacak şahıs Meksika'ya gelerek Özkan, kardeşi ve diğer kaçaklarla tanışır ve nasıl geçeceklerini anlatır.
"16 SAAT BİR DEREDEN YÜRÜYEREK SINIRI GEÇTİK"
Meksika ile ABD arasında sınırı geçen bir dere üzerinden geçme planı Gürkan'ı biraz telaşlandırır. Yüzme bilmediğini anlatan Gürkan'a korkmaması gerektiği, su seviyesinin dizi geçmediği söylenir. 1
Ekim gecesi kamyon iç lastiklerinden yapılan can simitleri, sıkı sıkı poşetlere sarılmış, kıyafetler ve atıştırmalık bir
yiyecek ile uzun
yolculuk başlar. Dört kişiye bir can simidinin düştüğü grup, 16 kişiden oluşmaktadır. Her grubun başında
yüzme bilen bir Meksikalı vardır. Gürkan, "Yolculuğumuz 16 saat sürdü. Yol boyunca 4
köprüden geçtik; fakat köprü altları
demir mazgallarla kapalıydı. Köprü üzerinde
nöbet tutan askerlerin bizim geçtiğimiz noktayı görmedikleri 1 dakikalık boşluklar oluyordu, bu anları değerlendirerek köprüleri geçtik.
3. köprüyü geçerken üzerimize projektör yaktılar. Bir anda yakalandığımız düşündüm; fakat yanılmışım. Meğerse bizi rahat sayabilmek için üzerimize ışık tutmuşlar. Grupta kaç kişi varsa ABD'li askerler ona göre bu işi organize edenlerden rüşvet alıyormuş." dedi.
16 saat sonunda karaya çıkan Gürkan, sonunda sınırı geçtikleri fakat hiçbir yerin filmlerdeki Amerika'ya benzemediğini belirterek, "Şener Şen'in bir filmi var. Köyden adamları topluyor ve
Almanya'ya götürüyor. Aslında Almanya yerine İstanbul'a yakın bir yerde bırakıyor. Aynen o duyguyu hissettim. Kısa bir süre sonra gerçekten ABD'de olduğuma ikna oldum." diyor.
Kardeşini karşılamak için New York'tan Los Angeles'a gelen ve 10 gündür bekleyen Özkan, bu süreci hayatının en zor anları olarak anlatıyor; "Çok riskli bir durumdu. Kardeşimin buraya gelmesi konusunda ısrar eden ben olmuştum. O'na bir zarar gelmesi halinde ömür boyu vicdan azabı çekecektim. Çok stresli bir bekleyişti."
Abi Özkan,
terör saldırıları yüzünden her yerde bir teyakkuz olduğunu, kardeşine
uçak bileti alamayacağı için araba tutmaya çalıştığını; fakat
araç kiralama şirketlerinin bile otomobil kiralama konusunda sıkıntı çıkarttığını söylüyor. İki kardeş uzun ve sıkıntılı günlerin ardından buluşurlar; fakat yolculuk henüz bitmiş değildir. Hep birlikte ABD'ye geçen Türk grubunun üyelerinden 2'si Los Angeles'ta kalır. Gürkan ve yol arkadaşları, 2 yetişkin ve 8 yaşındaki bir çocukla yola devam ederler. Abi Özkan, ''New York'tan Los Angeles'a 65 saat araba sürdüm. Küçük molalar dışında hiç durmadım. ABD çok ciddi bir
terör saldırısı yaşamıştı. Herhangi bir polis kontrolünde hepimizin başı beladaydı. Neyse ki korktuğum olmadı." diyor.
"YAŞADIKLARIMA KİMSE İNANMIYOR"
Gürkan, yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen geldiği ilk 2 yıl geri dönmek istediğini ve pişmanlık yaşadığını belirtiyor. Uzun süre yaşadığı maceralı yolcuğun rüyalarına girdiğini ve nasıl böyle bir işe kalkıştığına anlam veremediğini de ekliyor. ABD'ye geliş hikayesini anlattığı herkesin "hadi canım sen de" dediğini belirten Gürkan, ilk yıllarda her polis gördüğünde bir paranoya yaşadığını anlatıyor. Amerika'ya gelişinin 12 bin dolara mal olduğunu söyleyen Gürkan, asla bu tarz bir yöntemle bu ülkeye gelmemek gerektiğini belirterek sözlerini noktalıyor. CİHAN
İŞTE 7 YIL GİZLENEN FOTOĞRAFLAR