Kaddafi'nin, Afrika'nın incisi ve kendi başkenti olarak görerek imar ettirdiği şehrin girişinde, silahlardan geriye kalan tonlarca patlamış
mühimmat, şehirdeki büyük yıkımın nedenini gözler önüne seriyor.
Neredeyse evlerin tamamı kullanılamaz hale gelen şehirde hiçbir altyapı hizmeti çalışmıyor, bazı sokaklarda taşan sular nedeniyle göller oluştuğu ve sokakların geçişe kapandığı görülüyor.
Belki de son kez evlerine giriyorlar
Kaddafi döneminde, liderleriyle aynı şehirde olmaktan gurur duyan
Sirteliler, artık Kaddafi'yle aynı şehirden olduklarını bile söylemek istemiyor.
Sirteliler patlamış ve patlamamış mühimmatların arasından geçerek, yıkıntı haline gelmiş evlerine belki de son kez giriyor. Harabeye dönmüş evlerinden kalan eşyalarını alan Sirteliler, belki de bundan sonra kalıcı olarak yerleşmeleri gerekecek olan başka şehirlere taşıyorlar.
Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) askerleri şehrin anayollarında ulaşımı açmaya çalışıyor. Bu sırada, bir UGK askerinin kullandığı kepçenin patlamamış mühimmatlara dokunmasıyla patlamalar duyulabiliyor.
Şehrin merkezindeki camiler büyük
hasar görmüş, sokaklarda yakılmış pek çok
araba ise kullanılamaz durumda.
Şehirde aynı zamanda, adeta toplu
mezar haline gelmiş ve on ila yirmi kişinin öldüğü patlamaların kalıntılarını görmek mümkün.
AA ekibine bilgi veren, şehrin kullanılabilen tek
hastanesi olan İbni Sina Hastanesi yetkilileri, Kaddafi'nin öldürülmesinin ardından şehirden yaklaşık 500 cenaze topladıklarını, her gün yüzlerce kişiyi gömdüklerini belirtiyor.
Şehrin çok az bölümünün tamamıyla güvenli olduğunu ifade eden yetkililer, şehirden toplanacak ölü sayısının binleri geçebileceğini kaydediyor.
Kentte zaman zaman duyulan
keskin nişancı atışları, şehrin güvenliğinin tam anlamıyla sağlanmasının ve Kaddafi güçlerinin verdiği kayıpların tamamının tespit edilmesinin zaman alacağını gösteriyor.
Hastanede
tedavi gören bir
işçi, kendisinin asker olmadığını, bir markette çalıştığını, Kaddafi askerlerinin yine asker olmayan iki arkadaşını yanında öldürdüğünü, kendisini ve bir arkadaşını da yaraladığını anlatıyor.
Hastane yetkilileri, hastanede koşulların iyi olmaması nedeniyle, iç savaşta yaralananların çoğunun Misrata ve Trablus'taki hastanelere gönderildiği bilgisini aktarıyor.
Kaddafi'nin yakalandığı yer
Kaddafi'nin, şehrin çıkışlarından birinden
konvoyuyla kaçmakta iken konvoyun vurulmasının ardından içinde yakalandığı, yolun altından su tahliyesi için kullanılan geniş
beton boru ise büyük ilgi görüyor. Şehre gelen her
Libyalı burada fotoğraf çektiriyor ve görüntü alıyor.
Kaddafi'yi yakalayan ve eşyalarını ele geçiren askerler de zaman zaman burada medya mensuplarıyla
röportaj yapıyor.
Devrik lideri yakalayan askerlerden biri, konvoy ortaya çıktığında kendilerine konvoya ağır silahlarla ateş etmeme emri verildiği anlatıyor. Daha sonra iki
yabancı helikopter gördüklerini belirten askerler, kendilerine helikopterlerin "dost" olduğunun söylendiğini aktarıyorlar.
Askerler, Kaddafi'nin konvoyunun helikopterlerle vurulmasının ardından, kendilerinin konvoya hafif silahlarla ateş ettiğini ve Kaddafi'yi yanındakilerle yakaladıklarını belirtiyorlar.