Dergi,
Türkiye'de uzun sürecek bir krizin önlenmesi için yeni bir anayasanın gerektiğini savunurken gelişmelere 'acayip' nitelemesi yaptı
Modern bir demokraside beş yılı aşkın bir süre iktidarda olan ve sadece dokuz ay önce yeniden seçilen bir partinin yasaklanmasının “acayip” bir fikir olduğunu kaydeden
dergi, buna karşın Türkiye'de daha önce birçok partinin kapatıldığını belirterek, Refah Partisi'ni örnek gösterdi. Ancak bugün Türkiye'deki koşulların çok değiştiğini,
AK Parti'nin Refah Partisi'nden daha ılımlı olduğunu, büyük bir parlamento çoğunluğuna sahip bulunduğunu belirten dergi, AK Parti'nin siyasi ve
ekonomik alanlarda attığı adımlara dikkat çekti. The
Economist, Atatürk'ün laik geleneğinin, nüfusunun çoğu
Müslüman olan bir ülkede liberal demokrasinin korunması için en iyi yol olduğunu kanıtladığını, ancak AK Parti'nin bu geleneğe sadık kalmayı taahhüt ettiğini belirterek,
türban yasağının kaldırılmasının şeriat hukukuna yol açacağını savunmanın “saçma” olduğunu yazdı.
YENİ BİR ANAYASA ŞART
Uzun sürecek bir krizin önlenmesi için
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran yeni bir anayasa planını öne alması gerektiğini savunan dergi, şunları yazdı: “AK Parti, parlamentoda beşte üç çoğunluğuna sahip. Bu nedenle bir referandumda onaylanacak değişiklikler önerebilir. Türkiye, sadece demokrasinin
laiklikten daha önemli olduğunu göstererek gerçekten
modern bir
Avrupa ülkesi haline gelebilir.”
Davayı Avrupa'ya anlatamazsınız
Türkiye-AB Karma
Parlamento Komisyonu (KPK)
Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Yüzde 47 oy almış bir parti hakkında, laiklik karşıtı suçlamalarıyla
kapatma davası açılmasının Avrupa'da çok az politikacıya anlatılabileceğini” söyledi. Lagendijk, “AK Parti hakkındaki
kapatma davasına ilişkin” görüşü sorulan Lagendijk,
Anayasa Mahkemesinin kararından çok rahatsız olduklarını ifade etti. Lagendijk, şöyle dedi: “Samimi olmak gerekirse, yüzde 47 oy almış bir parti hakkında, laiklik karşıtı suçlamalarıyla kapatma davası açılmasını Avrupa'da çok az politikacıya anlatabilirsiniz. Avrupa'nın 50 yıllık geçmişinde, böyle bir şey göremezsiniz. Türkiye'de de böyle bir şey olmasaydı, daha mutlu olurdum. Sanırım
Hükümet, Anayasayı değiştirmek noktasında bir çözüm arıyor. Pakette, ifade özgürlüğüne ve
azınlık dillerine ilişkin maddeler de yer alsın. Bizim umudumuz, hükümet bunu yapacak.”