1995'te
bölgede görev yapan askerler, o dönemde barış gücünün merkezi olarak kullanılan eski
fabrika binasına gelişlerinde, katledilen sivillerin anneleri ve eşlerinin tepkileriyle karşılandı. Katliamda kocasını kaybeden Sabra Kolenoviç, "Buraya geri geldiğiniz için kendinizden utanın!" diye bağırdı.
Bosna Anneleri Derneği Başkanı Münire Subasiç de askerlere
Hollanda hükümetinin verdiği
madalyaları hatırlattı: "Burada yaptıklarınız için gerçekten madalya aldınız mı? Anneler hâlâ çocuklarının kemiklerini arıyor. En azından birini bile kurtarmaya çalışmadınız mı?" tepkiler üzerine gözyaşlarına boğulan askerler ise "Bizim de hayatımız
tehlike altındaydı. Elimizden geleni yaptık." sözleriyle kendilerini savunmaya çalıştı.
Birleşmiş Milletler'den
destek istediklerini; ancak alamadıklarını ifade eden askerler, böyle bir olaya hazırlıklı olmadıkları için hata yaptıklarını öne sürdü. Askerlerden Boudewijn Kok, "Size büyük saygım var. Buraya saygımı sunmak ve sizinle konuşmak için geldim." dedi. O zamanki çaresizliği yeniden hissettiğini gözyaşları içinde
itiraf eden Monique Bergman ise, "Öfke ve soruları bekliyordum. Onlara sorularını yöneltmeleri için bir şans vermek istedim. Senelerdir zihinsel sorunlar yaşıyorum." diyerek üzüntüsünü ifade etti. Askerler, katledilenlerin defnedildiği bir toplu mezarı da ziyaret etti.
Bosna-Hersek'te 1995 yılının Temmuz ayında gerçekleşen
katliam, İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaşanan 'en büyük etnik kıyım' olarak tarihe geçti. BM'nin '
güvenli bölge' ilan ederek Boşnakların silahlarını topladığı Bosna-Hersek'in
Srebrenitsa kasabası, Hollandalı barış gücü askerlerinin kontrolüne verilmişti. Ancak hiçbir engelle karşılaşmadan kente giren Sırplar, çoğu erkeklerden oluşan 8 bin Müslüman'ı şehit etmişti. Bölgedeki Hollanda birliğinin komutanı
Albay Thom Karremans'ın Srebrenitsa'yı teslim ettiği Sırpların komutanı Ratko
Mladiç ile şampanya içerken çektirdiği fotoğraf ise hafızalara kazınmıştı. BM Savaş Suçları Mahkemesi, Srebrenitsa'daki olayları 19
Nisan 2004'te ilk kez 'soykırım' olarak nitelendirmişti.
ZAMAN