Askerleri, generalleri hatta en yakınındaki isimler bile Beşer Esed'i terk ediyor. Ordudaki çözülme Esed'in kabusu oldu. O da savaş uçaklarını İranlı pilotlara teslim etti. Bosna'da binlerce Müslüman'ı katleden Sırp nişancılar da artık başta Halep olmak üzere kritik noktalarda ölüm kusuyor. Suriye'de bulunan Türkiye Gazetesi muhabiri Osman Sağırlı, sıcak bölgedeki son durumu işte böyle anlatıyor...
Minnakh Askeri Havalimanı'nın yanındaki mevzilerden birindeyim. Tepemizde yine MİG'ler dolaşıyor. Suyufi Eş Şahba (Halep Kılıçları) grubunun lideri Ebu Sabit, tam tepemizdeki uçağı gösterip, "Bak bu pilot İranlı" diyor. "Uçağın içindeki pilotun İranlı olduğunu nereden biliyorsun? Buradan görünüyor mu?" diye soruyorum. Ebu Sabit, "Bu pilot Suriyeli olsaydı coğrafyayı çok iyi bilirdi. Tepemizde daireler çizmez, anında bombayı bırakır giderdi. Ama bu kesinlikle İranlı, o yüzden hedefi onaylatmaya çalışıyor" diyor. Bu sözlerinin çok iddialı olduğunu söylüyorum. Ebu Sabit iddiasını sürdürme niyetinde; "Muhalif grupların elinde çok sayıda İranlı var. Şu anda Katar'da Esad'a karşı çarpışırken ele geçirilen muhaliflere karşılık pazarlıklar sürüyor. Hatta biz burayı ilk muhasara ettiğimizde gözlerimizle gördük; iki nakliye uçağı sürekli cephane getiriyordu. Biri Suriye'ye, diğeri Rusya'ya aitti..."
***
Binalardan bulunduğumuz caddeye doğru taciz ateşi yapılıyor. Muhalifler ateş edenlerin kim olduğu konusunda meraklanıyorlar. Küçük bir istihbarat çalışmasından sonra bölgeden ayrılmam noktasında fikir birliğine varıyorlar. Güvenliğimi sağlayan grubun lideri, "Arkadaşlarımız, binalarda Sırp keskin nişancıların olduğunu söylüyor. Seni hemen buradan çıkarmak zorundayız. Yoksa koruyamayız. Biz de kayıp veriririz. Bu riski göze alamayız!" diyor.