Rapora göre, bitkiler, hayvanlar ve insanlar, özellikle de yoksullar, küresel ısınmadan fazlasıyla etkilenecek.
Brüksel’de hafta başında başlayan Dünya
İklim Konferansı, Dünya İklim Raporu’nun ikinci bölümü üzerinde uzun süren pazarlıkların ardından sona erdi. Konferansın son gününde yaşanan siyasi tıkanıklık son anda giderilirken,
rapor daha sonra kamuoyuna da açıklandı. Konferanstaki anlaşmazlıkların sorumlusu olarak Çin, Suudi
Arabistan,
Rusya ve ABD gösteriliyor. Zira bu ülkeler, raporun bazı bölümlerinde iklim değişimine neden olarak başlıca ülkeler olarak gösteriliyordu.
Brüksel’de hafta başından bu yana yoğun
tartışma ve pazarlıkların yaşandığı Brüksel’deki toplantılar dizisinde onaylanan rapora göre, önümüzdeki 50 yıl içinde ortalama küresel sıcaklığın 1,5 ila 2,5 santigrat derece daha yükselmesi halinde bitki ve hayvan türlerinin yaklaşık yüzde 20 - 30'unun yok olabileceği kaydediliyor.
Küresel ısınmanın getireceği sıcak hava dalgalarının, sellerin, kasırgaların, yangınların ve kuraklığın özellikle yoksulları çaresiz bırakacağı belirtiliyor.
Diğer yandan çeşitli çevre ve sağlık örgütleri ise iklim değişikliğinin olası etkilerinin, tahmin edilenden çok daha vahim olabileceği uyarısında bulunuyor.
Bilimsel gözlemlere göre, ısınma başta olmak üzere bölgesel iklim değişikliklerinin kıtalarda ve okyanuslarda birçok
doğal sistemi olumsuz etkilediği anlatılan raporda,
küçük adaların yükselen denizler tarafından yutulacağı, kasırgaların artacağı, sahillerdeki erozyonun hayati altyapıyı, yerleşim birimlerini ve insanların yaşamını tehdit edeceği kaydedildi.
Sıcaklık artacağı kesinlik derecesinde
BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu ya da diğer adıyla Dünya İklim Konseyi, küresel iklim değişikliğiyle ilgili bir önceki bilimsel kanıt incelemesini 2001 yılında yapmıştı. Grup, bu yılın şubat ayı başındaki toplantısında ise fiziki bilimsel kanıtları değerlendirerek, 19'ncu yüzyıldan bu yana ortalama küresel sıcaklığın 0,76 santigrat derece arttığını bildirmişti.
Bu yüzyılda ise sıcaklıkların 1,1 ila 6,4 santigrat derece artacağını belirten Grup, küresel ısınmaya insanların neden olduğunun “neredeyse kesinlik derecesinde” anlaşıldığını dile getirdi. Dünya İklim Konseyi’nin Hindistanlı Başkanı Rajendra Pachauri, küresel ısınmadan en çok yoksul ülkelerde yaşayanların olumsuz etkileneceğini söyledi. Pachauri, raporun milyarlarca insanın gelecekte içme suyu sıkıntısı yaşacağını, yüzmilyonlarca insanın da
açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını açıkça ortya koyduğunu hatırlattı.
Nitekim Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü’nden yapılan açıklamada da iklim değişikliğinin su ve
gıda gibi yaşamsal öneme sahip temel insani ihtiyaçları ve dolayısıyla da insan haklarını olumsuz etkilediğni duyurdu. Örgütün iklim uzmanı
Rafael Schneider, sanayileşmiş ülkelerin maddi ve
teknik imkanlarına sahip olmayan insanların durumlarının da gözardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.
AB Komisyonu’nun çevreden sorumlu yetkilisi Satvros Dimas ise Birliğin daha önce iklimin korunmasına ilişkin aldığı önemlerin ne kadar yerinde olduğunun son rarporla bir kez daha kanıtlandığını vurguladı.
WWF’nin raporu
Dünya Yaban Hayatını Koruma Fonu WWF ise küresel ısınma nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde çok sayıda hayvanın, nesillerinin yokolma tehlikesi başgösterdiğini açıkladı. “İklim Değişikliği 2007” başlıklı raporda küresel ısınma nedeniyle doğal dengenin değişmeye başladığı ya da yakın gelecekte değişime uğrayacağı riskli bölgelere de atıfta bulunuluyor. Himalayalar’da hızla eriyen
buzullar, Doğu
Afrika sahil şeridinde tahrip olan ormanlık alan, 50 yılda yarı yarıya azalacağı öngörüsü yapılan
Amazon bölgesindeki yağmur ormanları alanı bu riskli bölgelerden sadece birkaçı.
Bu arada BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubu'nun Brüksel'de hafta başından bu yana süren toplantısında bazı ülkelerin
taslak rapordaki ifadeleri yumuşatmaya çalışması, bilim adamlarının tepkisini çekti. Özellikle
sera etkisi oluşumuna neden olan karbondioksit salınımında ön sıralarda bulunan ABD, Çin, Rusya ve
Suudi Arabistan gibi ülkelerin yoğun itirazları nedeniyle birçok
bilim adamı, bundan sonraki hükümetlerarası toplantılara katılmayacağını ifade etti.
BM Dünya İklim Konseyi’nin uzun ve zahmetli çalışmalar sonucu hazırladığı dördüncü iklim raporu toplam üç ana bölümden oluşuyor. Küresel ısınmaya dair mevcut bilimsel gözlemlerin yeraldığı ilk bölüm 2
Şubat’ta
Paris’ta açıklanmıştı. Bugün Brüksel’de onaylanan ikinci bölüm daha ziyade küresel ısınmanın muhtemel etkilerini kapsıyor. 4
Mayıs’ta
Tayland’ın başkenti
Bangkok’da açıklanması öngörülen üçüncü ve son bölümse küresel ısınmanın yavaşlatılması ve etkilerinin azaltılması için alınabilecek önlemlere ilişkin tavsiyeleri içeriyor.