Saldırılar sonucunda üç haftalık maddî
hasar 2,5 milyar dolar
Halen devam eden çatışmaların sonucu ne olursa olsun,
Lübnan'ın eninde sonunda
ülke çapında yeni bir yeniden yapılanma programı başlatması kesin gözüküyor.
İronik olansa, 1990 yılında sona eren 15 yıllık
sivil savaşın ardından Lübnan'ın milyarlarca dolarlık yeniden yapılanma çalışmalarının 14 yıldan daha uzun zamandan beri sürüyor olması.
Üç hafta önce, 'Dowtntown' olarak bilinen Beyrut'un merkezi üç sesle tanımlanabiliyordu: Camilerden yükselen
ezan sesi, kilise çanları ve inşaatların aralıksız gürültüleri.
Onlarca dev vinç şehirde yeni
ofis,
otel ve binaların yükselmesine öncülük ediyordu. Beyrut'un merkezinin gelişmesi, Lübnan'ın yenilenmesinin en görünür sembolüydü.
İç savaş süresince şehir merkezi, harap olmuş binalara yerleşen keskin nişancılarıyla
tehlike ve hayaletler bölgesi olmuştu.
Lübnan'ın en güçlü politikacı ve
işadamı Refik
Hariri şehir merkezini eski şaşaalı günlerine döndürmeyi kendine görev edinmişti.
Solidere olarak bilinen projeyle, eski kilise ve camilerin restorasyonu ve Beyrut'un kozmopolitan, göz alıcı kalbinin yeniden inşası için en az 4 milyar dolar harcanmıştı.
Bu atılım tartışmalara yol açtı. Birçokları projenin kötü olduğunu, Hariri'nin çok fazla gücü bulunduğunu söylemiş ve Solidere projesini paha biçilemeyen eski binaların fiyatlarının düşürerek onları daha değersiz kopyalarıyla değiştirmekle suçlamışlardı.
Ancak dış görünüşte Beyrutlular'ı ve şehrin ziyaretçilerini etkileyen ve hatta ikna eden şehrin eski adı olan "Orta Doğu'nun Paris'i" olmasıydı.
Ancak birçok Lübnanlı bunu kötü gerçeği saklayan bir perde olarak gördü: Lübnan yeniden inşa edilmekten çok uzaktı. Beyrut'un güneyindeki -daha çok Şiiler ve
Hizbullah yandaşlarının bulunduğu- fakir banliyölerinin yeniden inşasını amaçlayan benzer plan da sonuç vermedi. Lübnan'ın güneyinin geliştirmesi için çok görüş vardı ancak bunların da pek azı gerçekleşebildi.
İç savaş sonrası canlılık sadece 1998 yılına kadar sürebildi. Bunu
ekonomik ve siyasî istikrarsızlık yılları izledi.
Ülkenin borç yükü çok büyümüş, 40 milyar dolarlar civarında tahmin ediliyordu.
Hariri, geçen yıl bir suikast sonucu öldürülmeden önce, politikalarının yoksulların ve orta sınıfın yerine Lübnanlıların zenginlerinin ve
Körfez yatırımcılarının çıkarına olduğu yönünde birçok
eleştiri almıştı.
Şimdi, öldürülmesinden bir buçuk yıl sonra ve ülkenin altyapısına yönelik üç haftadan fazla bir süredir devam eden
İsrail saldırılarının ardından, onun dönemi bazı
muhalif sesler olsa da, umut dolu
altın bir çağ olarak görülüyor.
BBCTurkish