İsrail ile
Lübnan arasındaki ateşkesin üzerinden iki ay geçti. Dünya kamuoyu, İsrail bombalarıyla hayatını kaybeden sivilleri ve kendi vatanında mülteci konumuna düşen Lübnan halkını çabuk unuttu.
Silahlar sussa da bölgedeki insanlık dramı sona ermiş değil.
Zaman Gazetesi Muhabiri Turgut Engin, zihinlere '
vahşet karesi' olarak kazınan '
mavi emzikli çocuk'
Abbas Muhakked
Haşim'in
ailesinin
iftar sofrasına
misafir oldu. İsrail'in Kana katliamında hayata gözlerini yuman 10 aylık bebeğin evinde iftar vakti... Evde misafir ağırlamanın telaşı var, hanımlar sofrayı hazırlıyor.
Savaş sırasında 11 üyesini toprağa veren aile hâlâ yasta, herkes
siyah giyinmiş.
Ev erkânı bizi bahçede karşılıyor. Hepsiyle tek tek selamlaşıp tanışıyoruz.
Ezan okunduktan sonra sofraya geçiyoruz.
Müslüman kültürünün ayrılmaz parçası olan misafirperverlik burada da kendini gösteriyor. Misafirin gönlünü hoş tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ramazan ayının bereketi var belki ama coşkusu maalesef yüzlerinde yok. 11 canını bu savaşta toprağa veren ailede buruk bir
iftar yemeği yeniliyor. Yüzlerde hüzün okunuyor daha çok da belirsizlik, geleceğin ne getireceğini bilememenin endişesi. Yine de metanetli olmaya çalışıyorlar, acılarını içine akıtıyor hepsi, en azından misafirlerin yanında...
Sofrada Abbas'ın amcaları
Muhammed Haşim, Hasan Haşim ve babaannesinin erkek kardeşi Hüseyin Şelhup var. Muhammed Haşim, İsrail saldırılarında 3 çocuğuyla birlikte eşini de kaybetmiş. Yüzünde donuk bir ifade var, gözlerindeki hüznü görebiliyorsunuz. "Buraları" diyor Haşim, "Akşam olunca çocuk sesleriyle çınlardı. Mahallenin tüm çocukları evlerin önünde, sokaklarda oynar, neşe kaynağı olurlardı. Ama şimdi hiç ses yok, hiç çocuk sesi yok." İştahla yemeğini yiyen
küçük Hasan'ı gösteriyor. "Hasan
enkazdan sağ çıkan tek çocuk. Arkadaşlarının hepsi öldü. Şimdi yalnız başına oynuyor buralarda." 'Arkadaşların nerede?' diye sorulduğunda Hasan, "Hepsi uyuyor." diyor, kendi gibi küçük bisikletiyle oynamaya gidiyor. Kadınlar ise içeride oruçlarını açıyorlar.
Fotoğraf çekmek için izin istediğimde Türk ve Müslüman olduğum için izin veriyorlar. Yemekten sonra ikram edilen şerbeti içip izin istiyoruz. 11 canını toprağa veren simsiyah bir hüzne bürünmüş bu aile yine bizi bahçeye kadar uğurluyor.
Anne: İsrail'in gerçek yüzü görülmeli
3 katlı bir binanın 27 sivile
mezar olduğu Kana saldırısında 10 aylık minik Abbas'ı ile birlikte iki çocuğunu kaybeden anne Mune Kamal Haşim, herkesi İsrail'in gerçek yüzünü görmeye çağırıyor. Haşim Kana'da babasının evinde yaşıyor. Haşim bu saldırılarda tüm ailesini kaybetmiş. Anne Haşim, 3 çocuğunu birden kaybetmenin acısının çok büyük olduğunu söylüyor. İsrail'in sivillerin bulunduğu sığınağa saldırdığını ifade eden Mune Kamal Haşim, bu saldırılardan önce de eşi Mahmut İbrahim Haşim'i kaybetmiş. Haşim her gün ikindi vakti çocuklarının mezarı başına gidip dua ediyor. Mune Kamal, İsrail'in gerçek yüzünün bu saldırılarda görüldüğünü belirtiyor ve ekliyor: "İsrail bebek katilidir. İstiyorum ki bütün dünya bu vahşeti görsün. İsrail'in bize ne yaptığını görsün. Dünyanın başka yerlerinden birçok gazeteci gelip fotoğraflarımızı çekiyor; ama yayınlamıyor. Bu konuda Türk gazetecilerine güveniyorum. Onlar sesimizi duyuracaktır." diye konuşuyor.
Çocukların dedesi İbrahim
Mahmud Şelhup ise saldırıdaki zararlarını
Hizbullah'ın karşıladığını söylüyor. Şelhup, "Hizbullah bize bin 500 dolar verdi. Yeni evimizi de inşa edecekler." diyor. Hizbullah'ın İsrail işgalini geri püskürttüğünü savunan Şelhup,
örgüt sayesinde Lübnanlıların başlarını dik tuttuğunu kaydediyor. Şelhup, Türk askerinin de Lübnan'a gelmesini istiyor. Türklerin burada çok
yardım yaptığını belirten Şelhup, "Diğer ülkeler yardımlarını televizyonlarda sürekli anlatıyorlar. Ama Türkler yaptıkları yardımları anlatmıyorlar ve bunu
Allah rızası için yapıyorlar. Türk askerinin geleceğini duyunca sevindik. Müslüman bir ülkenin askerinin gelmesini destekliyoruz." diye konuşuyor.