Bu sayede yaklaşık 30 yıllık düşmanlığın ardından, buzların kırılacağı düşüncesi oluşmuştu.
Amerikalılar,
mektupta yeni bir şey olmadığını söylüyor.
Ancak ılımlı
İran gazetelerine bakılırsa, bu mektup ABD ile
müzakereler konusundaki bir tabuyu yıkarken; aynı zamanda da dış politikanın yeni bir rota izlemeye başladığının habercisi.
Muhafazakâr gazetelerse mektubun içeriğinin gizli kalmaması gerektiğinin altını çizerek
cumhurbaşkanının mektupta, aynı
Muhammed Peygamber gibi dinsizleri doğru yolu izlemeye çağırdığına inandıklarını belirttiler.
Tahran'daki muhabirimiz Frances Harrison'ın elde ettiği bilgilere göre, 18 sayfalık mektupta Irak'ın kitle
imha silahları gerekçe gösterilerek işgal edilmesi eleştiriliyor ve İran'ın nükleer faaliyetlerine ilişkin kaygılarla da paralellik kuruluyor.
Ahmedinecad, mektubunda
İsrail devletinin varlığı meşru kabul edilirken demokratik seçimle işbaşına gelmesine rağmen, nasıl olup da
Hamas yönetimindeki
Filistin hükümetinin tanınmadığını sorguluyor.
İran cumhurbaşkanı ayrıca ABD istihbarat servislerinin 11
Eylül saldırılarını önlemekte başarısız olmasının nasıl mümkün olabileceğine ilişkin bir soru yöneltiyor.
Mektubunda kendisine Başkan Bush'un dinine bağlı bir insan olduğunun söylendiğini yazan Ahmedinecad, Bush'u, buna uygun davranmaya çağırıyor.