İçki ve uyuşturucu kullanma oranının hızla artması
Avrupa ülkelerini derinden düşündürüyor. Dünya
Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, sadece Avrupa kıtasında her yıl 600 bin kişi
alkolün yol açtığı hastalık ve yaralanmalar sonucu hayatını kaybediyor. Bu durum Batı ülkelerini yeni arayışlara itti.
Avrupa Birliği Komisyonu'nun 'alkolizme karşı strateji belgesi' hazırlamasının ardından
Almanya Başbakanı
Angela Merkel de,
gençleri alkol
tüketimine özendirenlere karşı toplumun bütün kesimlerini göreve çağırdı. Konuyla ilgili resmî bir
mesaj yayınlayan Merkel,
içki ve uyuşturucu madde tüketiminin kendisini 'ürküttüğünü' söyledi. Gençlerin, bilinçli bir şekilde sağlığını tehlikeye attığını, bu duruma
seyirci kalamayacaklarını vurguladı. Sorunu çözmek için
kanun çıkarmanın yeterli olmayacağını kaydeden Merkel, koruyucu tedbirler ve bilgilendirmeye ağırlık verilmesini istedi. Bu mücadelede veliler ve öğretmenlerin yanı sıra gençlerle irti
batı olan herkesin yardımına ihtiyaç duyduklarını belirten Angela Merkel, Alman toplumunu uyardı: "Bazı gençler bu davranışlarıyla yaşıtlarına karşı güç gösterisinde bulunmayı hedefliyor. Ancak bunu sıradan bir cürüm olarak değerlendirmek mümkün değil. Aşırı alkol tüketiminden dolayı hastanelerde tedaviye tabi tutulanların sayısı iki misli arttı. Bu artık münferit olay şeklinde değerlendirilemez."
Bir hafta önce yayınlanan '2008
Uyuşturucu ve Bağımlılık Raporu'na göre
Almanya'da 9 milyon 500 bin kişi 'hayatını tehlikeye atacak şekilde' alkol kullanıyor.
Hastalık derecesinde bağımlı olanların sayısı 1,3 milyon. Yaklaşık 1,5 milyon Alman da ilaç müptelası.
Hükümetin uyuşturucu sorumlusu Sabine Baetzing'in açıkladığı
rapor, gençler arasındaki 'komaya girene kadar içki içme' alışkanlığının da gittikçe yaygınlaştığını gösteriyor.
Baetzing'in verdiği bilgilere göre, Almanya'da 2005 yılında 12-17 yaş grubunun haftalık ortalama alkol tüketimi 34 gram olmasına karşılık, bu oran 2007 yılında 50 grama yükseldi. Komaya girecek şekilde alkol tüketimi 'Binge Drinking' alışkanlığında da artış var. Gençler arasında 2005 yılında yüzde 20 olan bu oran, 2007 yılında yüzde 26'ya yükseldi. 10-20 yaş arası grupta alkol zehirlenmesi yüzünden hastaneye kaldırılanların sayısı da iki misline çıktı. Alkol tüketimindeki bu tehlikeli gelişmeye karşılık sigara tüketiminde gerileme yaşandı. Federal hükümet alkolle mücadele için ulusal
eylem planı hazırlıyor.
AB: Alkol reklamları sınırlandırılmalı
Avrupa Birliği Komisyonu'nun 2006 yılında hazırladığı 'alkolizme karşı strateji belgesi' de, tüketim artışına dikkat çekerek, çocuklar ve gençlerin alkol tehlikesine karşı korunması gerektiğini belirtiyor. Sağlık Komiseri Markos Kyprianou'nun imzasını taşıyan belgede, alkol satışı yaşının 18'e çıkarılması,
otobüs ve kamyon sürücülerine "sıfır tolerans" tanınması, televizyon ve sinemalarda alkol reklamlarının sınırlandırılması gibi öneriler yer alıyor. AB Sağlık Komiserliği'nin yayınladığı başka bir raporda ise AB ülkelerindeki alkol tüketiminin korkunç boyutlara ulaştığına dikkat çekildi. "AB'de alkole bağlı zararlar" başlığını taşıyan rapora göre AB bölgesi, dünyada alkol tüketiminde en ön sırada yer alıyor. Üye ülkelerdeki 55 milyon yetişkinin "alkolizm problemi" yaşadığı belirtilirken, 15-29 yaş arası genç ölümlerinin dörtte birinin alkol yüzünden olduğu açıklandı. Alkolün, ölümlerin yanı sıra 60 çeşit hastalığa yol açtığı tespitine yer verilen raporda, sadece Fransa'da her yıl alkol nedeniyle 700 çocuğun
sakat doğduğu ifade edildi. Komisyon, alkol tüketiminin 2003 itibarıyla AB ekonomisine yıllık 125 milyar
Euro zarar verdiğini kaydetti.