"Son 100 yılda başı büyük musibetler çekmiş kardeş-bacılarımızın bugünkü durumu son zamanlarda IŞİD terör örgütünün Irak'ta işlediği insanlık dramı ve Vandalizm eylemleri yüzünden çok ağır. Alevi Türkmenlerin durumu ise daha ağırdır. Çünkü IŞİD terör örgütü için Şiiler affedilemez düşmanlar ve maalesef, biz çağdaş zamanda Müslüman dünyasında bu tür cahilce olayları görüyoruz. Ama Sünni Türkmen kardeşlerimiz de IŞİD’in elinden az eziyet çekmiyorlar. IŞİD’in Türkmen bölgelerine saldırıları sonucunda 200 binden fazla soydaşımız kendi evlerini, yurtlarını terk ederek kaçmak, mülteci hayatı yaşamak zorunda kaldı. Katledilen, göçmen durumuna düşürülen Türkmen kardeş-bacılarımızın sayısı hızla artmaktadır. Telafer, Tuzhurmatu, Bayat köyleri, Beşir ve Tazehurmatu nüfusunun önemli bölümü yerleşim yerlerini terk etti. Bu insanların her türlü insani yardıma ve özellikle de, çöl sıcağından korunmak için çadırlara ihtiyacı var. Yardım istiyorlar. Sizce o yardımı kimler öncelikle etmelidir veya kardeş-bacılarımızın akıllarına gelen ilk ülkeler nerelerdir? 

Tabii ki, ilk önce bizden, dünyadaki kardeş-ablalarından, soydaşlarından. Onlar tüm Türk Dünyasına, dünyaya sesleniyorlar. Bizi dinleyin diyorlar, bizi unutmayın diyorlar. Yardım edin diyorlar. Yardım bekliyorlar -her geçen ay, hafta değil, gün, saat onların aleyhine işliyor. Bu vahim gidişi durdurmak için üzerimize düşen manevi sorumluluğu değerlendirmeliyiz. Uluslararası kuruluşlar, kamuoyu ise susuyor. Onlar susuyor, çünkü acıyı çeken bizim insanımız. Bizim insanımız orada facia ile karşı karşıya. Oradaki insanımızın kanı-kanımız, canı-canımızdan olan kardeş bacılarımız olduğunu görelim. Gelin bir kalp gibi onların yanında olduğumuzu gösterelim. Herkes gücünün yettiği kadar yardım etsin. Bence ilk önce dünyanın her yerinde onların da sesi olmalıyız. Onları unutmadığımızı, düşündüğümüzü, yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. İkincisi, imkanı olan herkes gücü yettiği kadar yardım etmelidir’."

DHA