Son ana kadar saldırıları anlatırken "müslüman
teröristler" üzerinde yoğunlaşan
dünya basını ise, saldırganın kimliği açıklandıktan sonra "
Norveçli bir çılgın" ifadesini kullanmayı
tercih etti. Tüm bu süreçte dünya basınındaki islamofobik yorumlar ise, müslümanlar aleyhine uygulanan çifte standardı gözler önüne serdi.
Norveç'ten gelen görüntüler tüm dünyayı bir anda dehşete düşürdü..
Patlayan bir
bomba, ardından
gençlik kurultayında silahlı saldırı. Ve kararan 91 masum hayat..
Uluslararası medya son dakika olarak verdiği gelişmeyi dakika dakika izleyicilerine duyurdu. Ancak
ihale yine olağan şüphelinin üzerine kalmış gibiydi..
Dünya medyası terör saldırısını ısrarla
Müslümanların üzerine yıkmak niyetinde idi. Norveç'in Libya'daki faaliyetleri,
karikatür krizindeki tutumu,Afganistan'da asker bulundurması gibi sebepler de saldırıya dayanak gösterildi.
Bu kadarla da kalmayıp işi resmiyete dökenler oldu.
Amerikan New York Times ve
Washington Post
gazeteleri, daha da ileri giderek saldırıyı Ensar El
İslam adında bir
Kürt grubunun üstlendiğini duyurdular.
Ancak saatler ilerledi, Norveç polisi saldırganın "sarışın bir Norveçli" olduğunu açıkladı. Ancak bu bile bazı yorumcuları durdurmaya yetmedi. BBC'ye konuşan
İngiliz yorumcu Jonathan
Paris, İslami terör örgütlerinin sarışın batılı
intihar eylemcileri olduğunu iddia etti..
Ta ki Norveç polisi saldırganın kimliğini açıklayana kadar. O andan sonra bir çok gazete apar topar sayfalarını değiştirdi, bazıları tamamen silindi..
Ancak bu aşamadan sonra saldırganın "
terörist" değil, Norveçli bir "çılgın" tarafından işlendiği yorumları yapılmaya başlandı. Yani saldırıyı gerçekleştiren Müslüman olursa "terörist", batılı olursa "sadece bir çılgın" oluyordu..
Bir çok Türk basın yayın kuruluşu da bu lokomotif anlayışın vagonlarına takılmak sureti ile bilerek yada bilmeyerek aynı amaca
hizmet etti. Bugün birçok Türk gazetesinin Norveç'in 11 Eylül'ü manşetini atması aynı anlama geliyordu.
Sonuç olarak bir saldırı sonrası yine tüm dünyada Müslümanlar yaftalanmamak için dua etmek zorunda kalırken, önyargıyı kırmak atomu parçalamaktan zor sözünü haklı çıkarırcasına dünya basınında yapılan İslamofobik yorumlar ise uygulanan çifte standart konusunda herkesi bir kez daha düşünmeye itti..