NATO ile AB arasına Kıbrıs girdi

NATO üyesi 26 ülkenin dışişleri bakanlarını bir araya getiren NATO Konseyi toplantılarında, nisan başında Bükreş'te yapılacak zirve görüşüldü

NATO ile AB arasına Kıbrıs girdi

NATO üyesi 26 ülkenin dışişleri bakanlarını bir araya getiren NATO Konseyi toplantılarında, nisan başında Bükreş'te yapılacak, İttifak üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının buluşacağı NATO zirvesinin son hazırlıkları yapılırken, ''NATO-AB ilişkilerindeki pürüzler'' de ayrıntılı olarak ele alınıyor. Toplantılarda Türkiye'yi temsil eden Dışişileri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bazı müttefikler tarafından çeşitli ithamlara hedef edilen Ankara'nın bu konudaki tavır, istek ve iradesini ''açık bir dillle'' üye ülkelere yansıtıyor. STRATEJİK İŞBİRLİĞİNDE KIBRIS ENGELİ- Uzun yıllardır devam eden hararetli tartışmalara rağmen ''NATO'da Kıbrıs sorunu yok'' söylemini sürdürmeyi tercih eden diplomatik kaynaklar, bu dosyanın NATO ile AB ilişkilerini geniş ölçüde olumsuz etkilediğini artık gizlemiyor. ''Ortak stratejik menfaatler'' temelinde oluşturulan NATO-AB işbirliği, 24 Ocak 2001 tarihinde NATO Genel Sekreteri ve AB Dönem Başkanlığı arasında gerçekleşen yazılı irade beyanı ile somutlaşmıştı. Bu tarihten itibaren iki kurumun, ''birbirini tamamlayıcı nitelikte'' savunma işbirliği ve danışmalar yaptıkları varsayılıyor ancak bu alanda, bugüne kadar ''temkinli ve küçük adımlar'' dışında etkinlik görülmedi. AB üyesi olan Kıbrıs Rum kesiminin NATO ile ilişkilerde Türkiye tarafından kesin bir tavırla dışlanması ilişkileri kolaylaştırmadı. NATO'ya ''kapıdan giremeyen Rumların bacadan girme girişimleri'', Ankara'ya yapılan bazı baskılara rağmen etkisiz ve sonuçsuz bırakılıyor. NATO Konseyi'nin 2003 kararında, NATO ile AB arasında stratejik işbirliğine yeşil ışık yakılırken, iki koşulun altı çizilmişti. Bunlara göre, işbirliği yapılacak ülkelerin Barış İçin Ortaklık (BİO) katılımcısı olması ve NATO ile güvenlik anlaşması imzalaması gerekiyor. Malta ile Kıbrıs Rum kesimi bu koşulları yerine getiremiyor. Bu üyeler, NATO-AB stratejik işbirliği dışında bırakılırken, AB kanadı, ''tüm üyelerinin tam katılımı olmadan hiçbir karar veremeyeceği'' gerekçesiyle sorun yaşadığını belirtiyor. NATO kaynakları, ''İttifak'ta var olmayan'' Kıbrıs sorununun giderek artan bir şekilde ''tüm müttefiklerin sorunu'' olacağına işaret ederken, bu sorunun çözümünün, ''Türkiye'nin AB'ye katılımıyla'' ve ''Kıbrıs sorunun adil şekilde sonuca taşınmasıyla'' gerçekleşeceğini kaydediyor. -AB ZOR DURUMDA- Kosova ve Afganistan'da ''gücünü ve iradesini aşan'' operasyonlara girişmek, ''varlık kanıtlamak'' çabasındaki AB'nin, bunu gerçekleştirebilmek için NATO'dan sağlamak istediği desteğin önemli ve kapsamlı olduğu gözlemleniyor. Türkiye, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) çerçevesinde AB'ye verdiği askeri desteğe işaret ederken, ''beklentilerini'' de hatırlatıyor ve bazı müttefiklerin, sıkıntıların aşılamamasında Ankara'yı suçlamasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. AB'nin çeşitli operasyonlarına hava ve deniz unsurlarıyla desteklenmiş tugay düzeyinde katkısını 2000'li yılların başından beri sürdüren Türkiye, AGSP'yi başından beri desteklediğini, AB'nin temel hedefine katkıda bulunduğunu, bunu gerçekleştirirken, yaşanan bazı sıkıntıları ve AB'den beklentilerini de dile getirmeyi sürdürdüğünü hatırlatıyor. Türkiye'nin AB temel hedefine yoğun katkılarının belgelerde sadece bir ''ilave'' olarak nitelendirilmesinin devam etmesinden kaynaklanan rahatsızlık sık sık dile getiriliyor. Türkiye'nin AGSP bağlamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği de hatırlatılırken, Türkiye'nin AB ile ilişkilerindeki gelişmelere değiniliyor, artık bir aday ülke olmak konumunun geride kaldığı, katılım müzakerelerinin başladığı ve ilerlediği ifade ediliyor. AGSP harekatlarına katkıda bulunan Türkiye'nin, planlama boyutuna ''kısmen'' katıldığı bu harekatların karar ve komutasına katılamaması durumunun devam etmesinden duyduğu rahatsızlığı da uzun süre ifade ettiği biliniyor. Öte yandan, Türkiye'nin, Avrupa Savunma Ajansı ile işbirliği yapması için gerekli idari düzenlemelerin sonuçlandırılması beklentisi de yanıtsız kaldı. AB üyesi olmayan NATO müttefikleri Norveç ve Türkiye'nin ajansa katılımı için bazı özel idari düzenlemelere gidilmesi kararlaştırılmıştı. Norveç dosyası sonuçlandırılırken, Türkiye'nin katılımını sağlayacak metinin imzalanması ''AB üyesi'' Kıbrıs Rum kesimi tarafından veto edilerek engelleniyor. Aynı sorun, AB ile bilgi alışverişine olanak sağlayacak bir güvenlik anlaşmasında da yaşanıyor. Rum kesimi, uzun yıllardır üzerinde çalışılmış olan ve sonuç aşamasına gelen bu anlaşmanın imzalanmasını veto yoluyla engelliyor. Ankara, bu koşullarda sorunlara çözümün ''AB bünyesinde'', ''Rumların ikna edilmesi ile'' mümkün olabileceği üzerinde duruyor, bu gerçekleşmeden kendisinden NATO'da bir ''esneklik'' beklenmemesi gerektiği mesajı veriyor. Dışişileri Bakanı Babacan, Türkiye'nin görüş ve yaklaşımlarını müttefiklere anlatırken, Türkiye'nin, ''NATO-AB ilişkilerinin gelişmesini canı gönülden desteklediği'' mesajını da yansıtıyor. AA
<< Önceki Haber NATO ile AB arasına Kıbrıs girdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER