ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama, 2005 yılında
senatör olarak geldiği
Rusya'ya tarihi bir ziyaret gerçekleştiriyor.
İkili ilişkilerde yeni bir sayfa açmak isteyen liderler, ilişkileri yeniden yapılandıracak. İki
ülke ilişkilerinde son yıllarda
soğuk savaş yıllarını aratmayan güven bunalımının giderilmesi için çalışmalar, daha Obama Beyaz Saray'a oturmadan başlatıldı.
Aralık ayında
Moskova'ya gizli bir ziyaret gerçekleştiren tecrübeli diplomat Henry Kissinger'in girilen yumuşama dönemine katkısı büyük.
'
Nükleer silahların sınırlandırılması' ve '
Afganistan' hem Rusya'nın hem de ABD'nin çıkarlarına uygun
işbirliği yapılabilecek konular olarak belirlendi. Ziyarette iki konu ile ilgili antlaşmalar parafe edilecek. Rusya, Afganistan meselesini iki açıdan önemli buluyor. İlki, uyuşturucu trafiği. Rusya
Sağlık Bakanlığı'nın araştırmasına göre durum
kontrol altına alınmazsa, 2020'de her on Rus'tan biri uyuşturucu bağımlısı olacak. İkinci ise, istikrarsızlık. Bölgede devam eden çatışmaların Rusya'nın güneyini etkileme riski yüksek. Bunun için Moskova, ABD öncülüğündeki birliklere her türlü desteği vermeye hazır.
Kırgızistan Manas üssünün
sivil amaçlı da olsa, Afganistan operasyonlarında kullanılmasına Rusya yeşil ışık yaktı. Şimdi askeri malzemelerin Rusya üzerinden sevkine izin verilecek. Afganistan'da kesin başarı isteyen Obama yönetimi için bu önemli bir
kazanç. Ancak Rusya'nın bir hatırlatması var;
Başarı için askeri yöntemlerin yanı sıra, sivil yöntemler de devreye sokulmalı. Bölge halkı iş, aş, barınma, sağlık ve eğitim bekliyor.
Çıkarların örtüştüğü ikinci alan nükleer silahlarda
indirim. ABD eski başkanı George W.
Bush döneminde Kaliningrad'a nükleer başlık taşıyan kıtalararası menzile sahip İskender
füzelerini yerleştirme tehdidinde bulunan Moskova, şimdi nükleer başlık kapasitesinin bin 600 civarına çekilmesine onay veriyor. Gelinen nokta nükleer silahsızlanma adına
ümit verici. Rusya'nın tüm nükleer kapasitenin
anlaşmaya dahil edilmesi gibi bir şerhi var. Ayrıntıların önümüzdeki aylarda netleştirilmesi planlanıyor.
Ancak üç önemli alan var ki, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra tüm dünya
politikalarına olumsuz yansımaları görülüyor: NATO'nun genişlemesi,
füze kalkanı ve enerji. Üç mayınlı alan olarak tanımlayabileceğimiz konularda, iki ülkenin geri adım atması söz konusu değil. İşte bu yüzden çok sayıda uzman, iki ülke ilişkilerinde gerçekleşecek yumuşamanın makyajdan öteye geçemeyeceğini savunuyor.
Sorunlu alanlardan ilki füze kalkanı. Moskova, Doğu
Avrupa'ya yerleştirilecek füze kalkanı projesinden endişeli. Rusya-ABD hattında en kırılgan konulardan biri olan füze kalkanı ile ilgili Obama şimdiye kadar doğrudan bir açıklama yapmaktan kaçındı. Rusya devlet başkanı Dmitri
Medvedev, sıkça dile getirdiği 'Pan-Avrupa
Güvenlik Anlaşması' önerisi ile Rusya'nın dışında yeni bir güvenlik yapılanmasına engel olmaya çalışıyor.
MOSKOVA, NATO'NUN GENİŞLEMESİNE KARŞI
İkinci kırılgan alan ise NATO'nun genişlemesi. Özellikle
Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyelik aksiyon planına dahil edilme ihtimali Moskova'nın sert tepkilerine neden oldu. Urayna'nın doğalgazı kesilirken, Gürcistan'la savaşa girildi. Sonuçta Moskova,
Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlıklarını tanıdı. Gelinen noktadan geri adım atmayı düşünmeyen
Kremlin için, bu konudaki gelişmeler iplerin yeniden gerilmesine neden olabilir.
Obama'nın Rusya konusunda özel danışmanı Michael McFaul,
Ria Novosti haber ajansına yaptığı değerlendirmede, NATO'nun genişleme konusunda geri adım atmayacağını, yeni üyelere her zaman kapının açık tutulacağını söylüyor. ABD Başkan yardımcısı Joe Biden'ın temmuz ortasında Ukrayna ve Gürcistan'a bir ziyaret gerçekleştireceğini hatırlatan McFaul, "Rusya ile ilişkilerde güven tazelemek için NATO'nun genişleme konusunu ya da füze kalkanını pazarlık konusu yapmayız." uyarısında bulunuyor. Rusya Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkanı Sergey Karaganov da, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin başlayabileceği konusundan endişeli. Bu yaklaşımları doğrular nitelikte Rusya Başbakanı
Vladimir Putin de kırmızı çizgileri hatırlattı. Putin iki ülke ilişkilerinde büyük adımlar atılabileceğini, ancak bunun NATO'nun genişleme stratejisinden ve füze kalkanı programından vaz geçilmesine bağlı olduğunu söyledi.
Enerji tekelinin korunmasını, birinci ulusal güvenlik stratejisi haline getiren Moskova açısından Rusya'nın by-pass edilmeye çalışılması havanın soğumasına neden olan üçüncü konu. Rusya son yıllarını bu tekelin kırılmasına yönelik girişimleri önlemekle geçirdi. Şimdi 13 Temmuz'da
Ankara'da imzalanacak
Nabucco doğalgaz
boru hattı projesi ile ilgili anlaşma Kremlin'i endişelendiriyor.
Türkmen ve Özbek doğalgazının bin metreküpüne 300 dolar veren
Gazprom, Azeri doğalgazına da 350 dolar önerdi. Nabucco'nun doğalgaz tedarikini imkansız hale getirmeye çalışan Moskova, Ankara'ya da Güney Akım'a dahil olmasını
teklif etti. Hangi projenin başarılı olacağı henüz netlik kazanmasa da, Ankara Rusya ile iplerin koparılmamasını istiyor. Nükleer santral ihalesi, İkinci
Mavi Akım Rusya'yı teskin edebilecek iki büyük proje. Ankara'dan son dönemde Rusya'ya gerçekleşen yoğun ziyaretlerin arkasında da bu büyük resim var. Rusya başbakanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyarette tablonun daha da netleşmesi bekleniyor.
(CİHAN)