Rehn, Finlandiya Haber Ajansı'na verdiği demeçte, Türkiye'de cumhurbaşkanı seçiminin demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde yapılmasının önem taşıdığını vurguladı. Genel seçimin özgür ve adil biçimde yapılmış olmasının siyasi istikrar açısından önemli olduğunu ifade eden Rehn, cumhurbaşkanı seçiminin de aynı şekilde sorunsuz geçmesini umduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı seçiminde bir önceki girişimin, ordunun müdahalesi, muhalefetin boykotu ve Anayasa Mahkemesinin kararıyla karşılaştığına işaret eden Rehn, cumhurbaşkanı seçiminin parlamentonun elinde olduğuna işaret ederek, Türk meclisinin yeni cumhurbaşkanını tüm demokratik kurallara uygun biçimde seçebileceğine inancını dile getirdi. AB'nin, cumhurbaşkanı seçiminde parlamentodaki sürece ordunun veya başka bir tarafın müdahale etmesini beklemediğini bildiren Rehn, Cumhurbaşkanı adayı Gül'ün Avrupa'da takdir edilen bir isim olduğunu ifade etti. Abdullah Gül'ün Avrupa'da, Türkiye'nin AB yolculuğu için pek çok şey yapmış bir dışişleri bakanı olarak bilindiğini belirten Rehn, Gül'ün geçmiş hükümetlerin başbakanı ve başbakan yardımcısı olarak da takdir edildiğini kaydetti. Rehn ayrıca, AK Parti hükümetinin geçmiş dönemde pek çok önemli hukuki ve ekonomik reforma imza attığını, bunların da demokratik özgürlükleri ve Türk halkının hayat standartlarını iyileştirdiğini belirtti. Rehn, Türkiye'yi AB üyeliğine yaklaştırmak amacıyla yapılan reformların, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlamasını sağladığını ifade etti.