Amerikan Ulusal İstihbarat Konseyi, son hazırladığı raporda,
Mısır'ın
Arap ülkeleri arasındaki liderlik rolünü Suudi
Arabistan'a kaptırmaya başladığını öne sürdü.
Suudi Arabistan, 2002 yılında hazırladığı Arap Barış Planı'yla
İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesi karşılığında tüm Arap ülkelerinin İsrail'i tanımasını önermiş, bu da
Ortadoğu sorununun çözümü için ortaya atılan en ideal
teklif olarak kabul edilmişti. Ancak geçtiğimiz yıl sonundan itibaren hızla düşen petrol fiyatlarının yanı sıra Lübnan'daki çatışmaları sona erdirmek için herkesi şaşırtarak tarafları masaya oturtmayı beceren
Katar'ın ortaya çıkması, Suudi Arabistan'ın da liderlik rolünü riske soktuğu belirtiliyor. Katar, aynı zamanda Sudan'daki
Darfur krizinin çözümünde de etkin bir arabuluculuk yapıyor.
İsrail'in
Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında Suudi Arabistan ve Mısır'ın başını çektiği
Kuveyt toplantısına alternatif bir zirve gerçekleştirerek
Filistin konusunda da aktif bir arabuluculuk gerçekleştiren Katar, bir anda tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çekmişti. Katar, İsrailli
esir asker Gilad Şalit'in serbest bırakılması karşılığında
Hamas yönetimine 400 milyon dolar da önermişti. Ancak Gazze'ye
destek amacıyla yapılan yoğun
gösteriler ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki çıkışı,
Türkiye'yi de aktör haline getirmişti. Hamas'ı ateşkese razı eden ülkenin Türkiye olduğunun ortaya çıkması, Gazze'de Türkiye lehine yapılan gösteriler, başta Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas ve
bölge liderlerinin
Ankara ziyaretleri de bu yöndeki iddiaları güçlendiren unsurlar. Arap dünyasının İsrail'den sonra en büyük tehdit olarak gördüğü
İran da özellikle
Hizbullah ve Hamas yoluyla bölgede etkin bir
oyuncu olmaya çalışıyor. Ancak uzmanlara göre Tahran'ın etkinliği çok sınırlı. Amerikan Ulusal İstihbarat Konseyi'nin "Suudi Arabistan, Mısır,
Ürdün: Bölgesel meseleler politikaları ve ABD'nin Ortadoğu'daki amaçlarına destek" adı altında yaptığı çalışmaya göre uzmanlar, on yıllardır bölgenin tartışmasız lideri olarak kabul edilen Mısır'ın bu meşaleyi Suudi Arabistan'a kaptırdığını iddia etmekte.
Rapora göre giderek yaşlanan
Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, bölgenin idaresinde eskiden olduğu gibi gerekli enerjiyi sarf edemiyor ve Mübarek'in oğlu
Cemal Mübarek ile istihbarat şefi
Ömer Süleyman da Mübarek'in bölgesel ilişkilerdeki görevini üstlenememekte. Geçtiğimiz yaz hazırlanan ancak aralık sonunda yayınlanan raporun
Barack Obama yönetiminin iş başına gelmesinden çok kısa bir süre önce kamuoyuna duyurulması dikkat çekiyor. İsrail gazetesi
Haaretz, Obama'nın Suudi Arabistan eski büyükelçisi olan Chas W.Freeman Jr.'ı Konsey'in başına getirmek istediğini, ancak İsrail'in bundan rahatsız olduğunu yazdı. Başta ABD olmak üzere Fransa'nın başını çektiği
Avrupa ülkelerinin, Ortadoğu'da inisiyatifin Mısır yerine başka ülkelerin eline geçmesi durumunda bölgedeki statükonun hızla değişebileceğinden çekindikleri, bu yüzden son dönemde Kahire'yi çok daha fazla ön plana çıkardıkları iddia ediliyor.
ABD'den Gazze'ye 900 milyon dolar
Amerikan yönetiminin, Gazze'nin yeniden imarı için 900 milyon dolar
yardım taahhüdünde bulunacağı öğrenildi. Para,
Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden bölgeye aktarılacak. ABD
Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton'ın da bu yardım kararını, önümüzdeki hafta Mısır'da Gazze için düzenlenen
bağış konferansında resmen açıklayacağı kaydedildi. Bu arada, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ortadoğu özel elçisi George Mitchell için, Kudüs'te daimi bir
ofis açılacağı ileri sürüldü. Londra'da
Arapça yayımlanan El Şark El Avsat gazetesi, ABD'nin, İsrail-Filistin barış görüşmelerini canlandırması için görevlendirilen Mitchell'a Kudüs'te
büro açmayı düşündüğünü yazdı.