İsrail'in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel, "özür" sonrası Türk-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını ancak iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin pek kolay olmayacağını belirtti. İsrail gazetesi Haaretz'e bir makale yazan Alon Liel, Türk-İsrail ilişkilerinde "6 maddelik bir yol haritası" ortaya koydu.
TAZMİNAT
Türkiye iki ülke ilişkilerinde deneyimli ve İsrail'i yakından tanıyan Feridun Sinirlioğlu'nu ortak komisyonda Türk tarafını temsil edecek başkan olarak atayarak, bu konuda zaman kaybetmek istemediğini gösterdi. İsrail, Başbakan Netanyahu'ya yakın bir ismi komisyon başkanı olarak seçerse, büyük bir hata yapar. İsrail bu göreve Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından Rafael Barak'ı atamalı. Tazminat konusu "diplomatik akıl" elden bırakılmadan ticari bir anlaşma mantığıyla çözülmeli.
BÜYÜKELÇİLERİN ATANMASI
Türk-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinde ikinci adım büyükelçilerin atanması olmalı. Ankara ve Tel Aviv, atayacakları büyükelçileri en tecrübeli 5 diplomatları arasından seçmeli.
SİYASİ DİYALOG
Büyükelçilerin karşılıklı atanmasından sonra bir sonraki adım siyasi diyalog olmalı. ABD Başkanı Barack Obama'nın yaptığı gibi Türkiye, Filistin sorununa yoğunlaşmak istiyor, Bunu fırsat olarak kullanacak olan Başbakan Netanyahu'nun da siyasi önceliği olarak 'İran'ı öne çıkarması bekleniyor.. Türk-İsrail ilişkileri tabii ki, bölgedeki gelişmelerden etkileniyor. Türkiye, Gazze'deki ablukanın sona ermesi için büyük baskı yapacak. Türkiye, Filistin sorununun çözümüne Hamas'ın dahil edilmesini ve kendisine de arabulucu rolü isteyebilir.
İRAN'IN NÜKLEER SİLAH PROGRAMI
İsrail'e ilişkilere nereden başlandığı sorulsa bu İran'ın nükleer programı olurdu. İsrail, Türkiye'yi İran tehdidi konusunda ikna etmeye çalışacak. Ancak bu boşa bir çaba olacak. Türkiye'nin nükleer korkusu yok. Türkiye, nükleer silah sahibi olacak bir İran'dan çekinmediği gibi, nükleer programı konusunda Tahran'ın dile getirdiklerine inanmaya daha meyilli. Tel Aviv'in bu konuda Ankara'yı ikna etmesi ve olası bir askeri saldırıda Türk hava sahasının kullanılması zor görünüyor. Bu alanda başarı sağlanma şansı çok sınırlı.
SURİYE
Türk-İsrail ilişkilerinde önemli bir gündem maddesi de Suriye olacak. İsrail, Suriye'nin kimyasal silahlarına dikkat çekecek ve Suriye'deki silahların güvende olmadığını belirtecek. Türkler ise Esed'i iktidardan indirmek için İsrail ve tüm Ortadoğu için büyük bir tehlike olduğu tezini savunacak. Türkiye, Esed'in iktidardan uzaklaştırılması için İsrail'den yardım talebinde bulunacak ancak Tel Aviv de, Suriye'deki iç savaşa karışmak istemediği gerekçesiyle bu talebi geri çevirecek. Bu alanda sürdürülecek görüşmelerde de kısmi bir başarı sağlanacak.
AKDENİZ'DEKİ DOĞALGAZ
Türk-İsrail ilişkilerinde bir diğer önemli madde ise Akdeniz'deki doğalgaz olacak. Türkiye, İsrail'in Kıbrıs Rum kesimiyle yaptığı doğalgaz anlaşmalarını iptal etmesini talep edecek. İsrail söz konusu anlaşmaları iptal karşılığında Türkiye'den ekonomik ödünlerde bulunacak. Türkiye, İsrail'in Akdeniz'de çıkardığı tüm gazı satın almaya hazır olduğunu bildirecek. İsrail ise, söz konusu gaza iç piyasada ihtiyaç duyduğunu belirterek, ihracatın ancak Rum kesiminde bulunan gazla anlamlı olduğunu öne sürecek. Türkiye, Rum kesimiyle diplomatik ilişkileri bulunmadığını gerekçe göstererek, bu talebi geri çevirecek. Türkiye-İsrail ilişkileri burada da bir çıkmaz sokakla karşılaşabilir.