Türk hükümetine,
insan haklarıyla ilgili reformları uygulamaya koymasını hatırlatan Polonyalı politikacı,
ekonomik krizden geçen
Avrupa'nın
Türkiye'yi imrenerek izlediğinin altını çizdi. Buzek, "Sadece ticari sebeplerden değil, istikrar ve güvenliğinin korunması için de Türkiye'ye ihtiyacımız var" dedi.
Avrupa Parlamentosu Başkanı
Jerzy Buzek, Türkiye ziyareti öncesi
PKK'ya "
terör örgütünü lağvedin"
çağrısı yaptı. PKK'nın derhal
silah bırakması gerektiğini söyleyen Buzek, Ankara'ya da sorunu demokratik yollardan çözmesi yönünde tavsiyede bulundu.
AP Başkanı Jerzy Buzek, Samanyolu Haber'de
Avrupa Masası programına konuk oldu ve
Selçuk Gültaşlı'nın sorularını cevaplandırdı.
24 Ekim tarihinde Strasbourg oturumunun açılışında yaptığınız konuşmada ETA'nın silah bırakmasını memnuniyetle karşıladığınızı söylediniz ve ETA'ya kendisini tamamen feshetmesi çağrısını yaptınız. Türkiye uzun bir süredir Avrupa'nın kendisinin terörle mücadelesini desteklemediğinden şikâyet ediyor; Başbakan'ın daha yakın zamanda bu yönde açıklamaları oldu yine. PKK da yeni bir terör dalgası başlatmış durumda. Türkiye şikâyet etmekte haksız mı?
Bu tür karmaşık sorunların hepsinin İspanya'daki gibi sonlanmasını temenni ediyorum. PKK da ETA gibi saldırılarını sonlandırmalı.
Avrupa Parlamentosu başkanı olarak PKK'ya kendisini feshetme çağrısında bulunuyorsunuz...
Kesinlikle, böyle bir karar almaları çağrısında bulunuyorum. Ama aynı zamanda unutmamamız gerekir ki Türk hükümetinin insan haklarını koruma gibi bir sorumluluğu var.
Temel insan haklarının korunması bu mücadelenin kazanılması için çok faydalı olabilir. Sorunu çözmenin sadece bir yolu var. Bir taraf saldırılara son verecek diğer taraf ise yani Türk yetkililerini kastediyorum, insan hakları ve
azınlık haklarıyla ilgili reformları uygulamaya koyacak.
TÜRKİYE AB'Yİ İMRENDİRİYOR
Türkiye-AB ilişkilerini zehirleyen bir Kıbrıs sorunu var ortada. Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki etkisi neredeyse tamamen kaybolmuş bir durumdayken sorun nasıl çözülebilir?
Söylediğinizin tam olarak doğru olmadığını umut ediyorum. Karşılıklı ziyaretleri sıklaştırırsak ve birbirimizi daha iyi anlarsak ilişkilerimizi daha da geliştirebiliriz. Bizim açımızdan bakılacak olursa daha sıkı ilişkiler ve daha derin
müzakereler bizim faydamıza. Çünkü bugün Türkiye'nin muhteşem bir ekonomisi var.
Ekonominizin
büyüme hızı bizi imrendiriyor. Bu açıdan bizim için emsal teşkil ediyorsunuz. Ama diğer yandan Ortaklık Anlaşması'nın ek protokolü var. Bu protokolde Kıbrıs'la ilgili çok önemli maddeler var. Her iki taraf, yani hem Türkiye hem de Avrupa Birliği, bu protokolü imzaladı. Şimdi ise protokolün uygulanmasını bekliyoruz. Bu çok önemli ve müzakerelerdeki tıkanma da bu yüzden.
Yakın zamanda Kuzey Afrika'yı ziyaret ettiniz. Malumunuz, Türkiye'nin Arap Baharı ülkelerine model ya da ilham kaynağı olup olamayacağı konusunda önemli bir tartışma var. Bu ülkelerde şahit olduğunuz manzara neydi? Türkiye bir model ya da ilham kaynağı olabilir mi?
Türkiye
bölge için kesinlikle bir rol model teşkil ediyor.
Müslüman bir nüfusa sahip ve aynı zamanda çok canlı bir
demokrasisi var. Bu tüm bölge için çok önemli. Ekonomi ve enerji konusunda da Türkiye çok önemli, bu alanda Avrupa Birliği'ne ve diğer ülkelere destek oluyorsunuz. İstikrara katkınız ve bölge üzerindeki etkiniz de çok önemli, çünkü bölgenin güçlü ve büyük bir ülkesisiniz. NATO üyeliğinizi de unutmamak gerekiyor tabii.
Bu ülkeler Türkiye'yi değil de mesela İran modelini takip edebilirler mi? Bu konuda endişeniz var mı?
Görebildiğim kadarıyla yaptığınız her şey Türkiye'nin kendi yolunu yansıtıyor. Modern Türkiye'nin kurucusu
Atatürk haklı olarak gururlu olduğunu ve "ben Türk'üm" diyenin bu yüzden mutlu olduğunu söylemişti. Bu çok mühim bir açıklama. Ülkenizle gerçekten gurur duyabilirsiniz. Bence Türkiye'de kurulu düzen halkın tercihlerini yansıtıyor. Biz Avrupa Birliği olarak sizin demokrasiyi inşa etmenizden ve demokratik standartlara bağlı kalma yönündeki kararlılığınızdan memnuniyet duyuyoruz. Uzun süreli istikrar için demokrasi gerekli. Demokrasi ayrıca
refah da getirir. Vatandaşlar için sadece demokrasi ve istikrar değil, refah da çok önemli. Siz de bunu sağlayan bir düzen inşa ettiniz, dolayısıyla bence siz kendi tarzınızı geliştirdiniz ve o yolu takip ediyorsunuz.
Türkiye'nin aktif dış politikasına büyük bir ilgi var. Bir yanda Türkiye'nin böyle aktif bir rol oynamasından rahatsızlık duyanlar öte yanda bunun Avrupa Birliği için olumlu bir şey olduğunu söyleyenler var. Siz hangi taraftasınız?
Ben bölgede yaptıklarınızı çok olumlu buluyorum. Kuzey Afrika'ya ve Ortadoğu'ya çok yakınsınız ve aynı zamanda bazı AB üyeleri ile de komşusunuz. Bu açıdan Türkiye'nin bölgede oynadığı rol kritik önemde ve bunu takdir ediyoruz.
Görünüşe bakılırsa Suriye'de işler çığırından çıkmakta. Önümüzdeki haftalarda neler olabilir sizce?
Her şeyi bilmemiz tabii ki mümkün değil ama böyle giderse Libya'dakine benzer şeyler olabileceğini tahmin edebiliriz. Bu noktada Türkiye önemli bir rol oynuyor. Başbakanınızın ve dışişleri bakanınızın Suriye'deki muhalefeti destekleyici ve
sivil halkın korunması gerektiğine yönelik açıklamaları çok önemli. Bu açıklamalar hem bölge hem de tüm uluslararası camia açısından önemli.
AB ve Türkiye'nin birbirine ihtiyacı var
Üyelik müzakereleri açısından ilişkilerimizin iyi durumda olduğu söylenemez. Bu durum Türkiye'yi ziyaret etmek için çok önemli bir sebep. Birbirimize ihtiyacımız var, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. AB elbette ki Türkiye'ye ihtiyaç duyuyor; sadece ekonomik ve ticari sebeplerden dolayı değil, aynı zamanda
Güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu'da istikrar ve güvenliğin korunması için de Türkiye'ye ihtiyacımız var. Bana kalırsa Türkiye de aynı sebeplerden dolayı Avrupa'ya ihtiyaç duyuyor.