Paris sözünde durmadı

Göçmen gençlerin başlattığı ve Fransa'yı esir alan isyanın birinci yıldönümünde Paris'i yine korku sardı.

Paris sözünde durmadı

Hassas mahallelerde çatışmalar hafta sonundan itibaren başladı. Uzmanlardan siyasetçilere, polislerden göçmenlere kadar herkes isyan ateşinin yeniden ülkeyi saracağını düşünüyor. Fransız iç istihbarat teşkilatına göre de isyan için 'tüm şartlar hazır'. 26 Ekim 2005 gecesi alevlenen olaylar, üç göçmen gençten ikisinin polisten kaçarken sığındıkları trafo binasında can vermesiyle başlamıştı. İki arkadaşının öldüğü olaydan sağ kurtulan Urfalı Muhittin Altun, isyanın yıldönümünde banliyölerdeki durumu Zaman'a anlattı. Bugüne kadar Altun'u en çok üzen, Türkiye'nin Paris başkonsolosluğundan gelen, "bir daha olaylara karışırsan seni gönderecekler" uyarısı olmuş. Uzmanların dile getirdiği endişelere katılan Türk genci, "Bir yıldan bu yana değişen bir şey yok. Verilen sözler tutulmadı. Her şey yeniden başlayabilir." diyor. Muhittin'le bir yıl sonra bayramın ilk günü yeni evinin yanında buluşuyoruz. Altun ailesi, Fransız devletinin de yardımıyla isyanın patlak verdiği Clichy-sous-Bois'dan daha sakin bir semte geçmiş. Hâlâ gergin, konuşurken, özellikle de yanarak can veren arkadaşlarından bahsederken zorlanıyor. Altun'un banliyölere ilişkin ilk tespiti: İsyandan sonra verilen sözlere rağmen hiçbir şeyin yapılmaması. Banliyölerde yaşayanların, maruz kaldıkları muamelelere katlanamaz hale geldiklerini ve "değişim için patladıklarını" dile getiren Türk genci, buna rağmen geride kalan bir yılda değişen hiçbir şeyin olmadığını söylüyor: "Varlığımız hâlâ beş para etmiyor. Söz hakkımız yok. Ayrımcılık arttı. Bizi terörist olarak görüyorlar. Polis hâlâ kötü davranıyor." Muhittin'e göre, işte bu yüzden, banliyöler her an yeniden patlayabilir. Önceki gün şahit olduğu bir olayı anlatıyor. Polisler, kimlik kontrolü yapmak için bir genci durdurmuş. Bir şey çıkmayınca da tekmelemişler. Polisleri, geçen yıl açıklamalarıyla gençleri kışkırtmakla suçlanan İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'nin provoke ettiğini savunan Muhittin, Sarkozy'nin, cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde popülarite amacıyla yine aynı şeyleri yapabileceğini dile getiriyor. Muhalefet partilerinin temsilcileri de, banliyölere ilişkin sert açıklamalarına başlayan Sarkozy'i eleştiriyor. Muhittin Altun, Kuzey Afrika kökenli arkadaşları Bouna Traore (15) ve Zyed Benna (17) ile kimlik kontrolü için önlerine çıkan polisten kaçarken bir elektrik trafosuna sığınmış, iki arkadaşı yanarak can verirken Muhittin ise ağır yaralı olarak kurtulmuştu. Komaya giren Muhittin elli gün hastanede kaldı. Hastaneden çıktıktan sonra Fransız devletinden herhangi bir yardım görmediğini belirten Muhittin, sadece ana muhalefet partisi lideri François Hollande ve bir belediye başkanının ziyaretine geldiğini kaydediyor. Kendilerini kovalayan polislere açtığı dava ise henüz başlayamamış bile. Banliyödeki derneklerin girişimiyle ölen arkadaşlarını anmak için yarın Clichy-sous-Bois'da yürüyecekler. Önümüzdeki günlerde ise banliyöleri anlatan müzik CD'leri ve filmler piyasaya çıkacak. Muhittin'i en çok üzen ise Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu'nun tavrı olmuş. Konsolosluğun babası ile görüşerek uyarıda bulunduğunu dile getiren Türk genci, geçen hiçbir olaya karışmadığına işaret ederek "Babamı çağırmışlar ve 'Bir daha olaylara karışırsa Türkiye'ye gönderecekler. Sakın bir şeye girişmesin.' demişler. Destek olacakları yerde köstek oluyorlar. Bu benim ülkem." şeklinde konuşuyor. Geçen yıl 27 Ekim'de başlayan ve Fransız banliyölerini savaş alanına çeviren isyanda on beş bine yakın araba yakılmış ve yüzlerce kamu binası zarar görmüştü. Paris yönetimini zora sokan üç haftalık şiddet olaylarının faturasının 200 milyon Euro'yu aştığı ifade ediliyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Paris sözünde durmadı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER