Devlet Bakanı ve başmüzakereci Ali
Babacan, piyasadaki oyuncuların
Kıbrıs konusundaki gelişmeleri çok yakından izlediklerini belirterek, fiyatların içerisine, olası risklerin belirli ölçüde yansıdığını söyledi. Babacan, Kıbrıs konusu çerçevesinde AB ile ilişkiler ve 6
Aralık ile AB Liderler Zirvesi sonrasında ortaya çıkacak sonuç ve bu sonucun
ekonomik etkileri konusundaki soruları yanıtladı.
"Piyasadaki oyuncular da Kıbrıs konusundaki gelişmeleri çok yakından izliyor, çünkü işin içinde kâr ve zarar durumu var" diye konuşan Babacan, şöyle devam etti: "Mutlaka şu anda fiyatların içine olası riskler belirli ölçüde yansımıştır şeklinde bir düşüncemiz var. Piyasaların beklentisi herhalde, 'Çözüm ihtimali zayıf, ancak çözüm olmadığında çok da kötü bir sonuç olmaz' yönündedir. Kıbrıs konusundaki gelişmelerin beklenenden daha farklı, yani iyi ya da olumsuz yönde olması halinde belirli bir miktar hareket olacaktır herhalde. Ancak işin ekonomik yönü farklı, bizim Kıbrıs
politikamız çok açık, korkularla ve ekonomik kaygılarla hareket edemeyiz. Siyaset farklı, ekonomi farklı."
'Finlilerin çalışması iyi'
Kıbrıs konusunda, "Finlilerin üzerinde çalıştığı fikirler üzerinde uzlaşma sağlanması, olabilecek en iyi sonuçtur" diye konuşan Babacan, bir uzlaşma sağlanamaması halinde, çok farklı senaryoların bulunduğunu ve bu senaryoların
siyah ya da beyaz değil, grinin tonları şeklinde olacağını kaydetti. Babacan, muhtemel sonuçla ilgili şunları söyledi:
"Biz, Kıbrıs konusu çerçevesindeki AB ile ilişkilerde, açıkçası, siyah bir sonuç beklemiyoruz. Hatta koyu gri bir sonucu bile olası görmüyoruz. Bizim tespitimiz,
Yunanistan ve Kıbrıs
Rum Kesimi dahi
Türkiye'nin AB sürecinden kopmasını istemiyor. Bunların asıl amacı, acaba Türkiye'nin kolunu AB'ye büktürüp, her altı ayda bir, dönem başkanlıkları değişiminde, Türkiye'den parça parça bir şeyler koparabilir miyiz şeklindedir. Taviz vermeyiz, çünkü bir kere taviz verdiniz mi bunun arkası kesilmez, Maliyeti ne olursa olsun taviz vermeyiz. 'Çok sıkıştırırsak, Türkiye belki kabul edebilir mi?' şeklinde düşünüyor olabilirler. Böyleyse büyük bir yanılgı içinde bulunuyorlar."
Babacan, AB müzakerelerinin ayrı, Kıbrıs görüşmelerinin ayrı bir hat halinde sürmesinin doğru olacağını da sözlerine ekledi.
AB turunun ilk durağı Londra
Başmüzakereci Babacan, yarın
Avrupa Birliği turuna çıkıyor. Bugün,Londra'ya gidecek olan Babacan, 28 Kasım'da Avrupa'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından
Chatham House olarak da bilinen Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'ndeki Türkiye Politika Grubu Yuvarlak Masa Toplantısı'na katılacak. Babacan, Türkiye'nin AB'ye katılımının önündeki engeller ve fırsatlar konusunda konuşacak. Toplantıda,
TÜSİAD Başkanı Ömer
Sabancı, icra kurulu üyesi Ümit
Boyner, AB Komisyonu'nun eski Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Michael Lake'in de konuşması bekleniyor. Babacan, salı akşamı Polonya'nın başkenti Varşova'ya ve Prag'a, ardından Slovenya'nın başkenti Ljubljana'ya gidecek.
Sanayi faslına Yunan engeli
Yunanistan'ın Kıbrıs konusunun dışında gibi görünmesine rağmen, Rumlarla birlikte, müzakerelerdeki sanayi politikaları faslını durduklarını belirten Bakan Babacan, "
Yunanlılara, sanayi politikası fasılının Kıbrıs ile alakası nedir?" sorusunu yönelttiğini söyledi. Türkiye'nin sanayi politikasının Kıbrıs ile
KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılmasıyla bir alakasının bulunmadığını, böyle bir ilişkinin Komisyon raporlarında da bulunmadığını vurguladı. "Yunanlılar, tavırlarıyla bu işin (Kıbrıs konusu) dışında olmadıklarını gösteriyorlar. İç politika kaygısıyla çözümsüzlükleri devam ettiriyorsanız bu doğru bir davranış değil" dedi.
Babacan, Yunanlıların, aksini iddia etmelerine rağmen işin içinde olduğunu belirterek, "Finliler Kıbrıs'taki tarafları bir araya getirmek istedi, Yunanistan
Dışişleri Bakanlığı, bir yandan
Maraş olmadan bu olmaz diyor.
Hani bu işin dışındaydınız..." diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyetin Helsinki'ye gittiğini belirten Babacan, çözüm için çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini vurguladı.
RADİKAL