Dergiye
röportaj veren
Vladimir Putin ile
Tayyip Erdoğan, iki
ülke arasındaki ortaklığın giderek geliştiğini vurguladı.
Türkiye'nin kendileri için 'güvenilir bir ortak' olduğunu belirten
Rusya Devlet Başkanı Putin, "Geliştireceğimiz projeler hayli fazla ve beraber yapabileceğimiz çok iş var." dedi.
Başbakan Erdoğan da, iki ülkenin, nüfuz mücadelesi yerine
işbirliği platformu oluşturduklarını söyledi.
İki ülkenin
ekonomik alanda modernleşme çabalarındaki benzerliklere vurgu yapan Putin hükümetlerden yatırım alanında uygun zemin oluşturmalarını ve ihracat imkanlarının artırılması için de
destek sağlanmasını istedi. Rus şirketlerin Türkiye enerji piyasasında ortak yatırım için istekli olduklarını ifade eden Vladimir Putin, bunun ihracattan öte,
boru hatlarının kurulması ve işletilmesi, enerji kaynaklarının araştırılması gibi geniş bir alanı kapsadığını belirtti. Putin, Rusya'nın Türkiye ile
nükleer enerji, uzay,
ulaşım,
kimya sanayii ve ileri teknoloji alanında da yeni açılımlar yapma isteğinde olduğunu söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Türkiye'de gerçekleştirdiği reform çalışmalarını ilgiyle takip ettiklerini belirten Rusya lideri, "Karşılıklı gelişen ortaklığımızın daha da ileriye gitmesi için önümüzde duran engellerin kaldırılmasının gerekliliği açıktır." dedi. Uluslararası alanda da birçok konuda iki ülkenin aynı düşünceyi paylaşıyor olmasının memnuniyet verici olduğunu belirten Putin, "Birçok alanda üstlenilecek ortak çabalarla etkili sonuçlar alınabilir. Özellikle terörle mücadelede ortaya konacak işbirliğine önem veriyoruz.
Kültürler ve dinî topluluklar arasında kurulacak
diyalog terörizm ve aşırılıklarla mücadelede ortak tavır almayı sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Gelişen ekonomik ve ticari ilişkilerin
demokrasi ve açıklık ilkeleri ile birlikte siyasi ve kültürel alandaki ilişkileri de pekiştireceğine inandığını ifade eden Putin şöyle devam etti: "En üst seviyede gelişen Türk-Rus ortaklığı karşılıklı güven, saygı ve eşitliğe dayanıyor. Biz Türkiye ve Rusya arasında gelişen ilişkilerin korunması ve devamını istiyoruz. Ben şahsen 2007'de Türkiye'de kutlanan Rusya Yılı'nın ve 2008'de Rusya'da kutlanacak Türkiye Yılı'nın iki ülke ilişkilerine önemli katkı sağlayacağına inanıyorum."
Rodina-Da özel sayısına açıklamada bulunan Başbakan Erdoğan da tarih boyunca
Avrasya coğrafyasının şekillenmesinde etkili olan iki ülkenin
bölgede nüfuz mücadelesi yerine işbirliği platformu oluşturduklarını söyledi. İki ülke arasında 1990'ların başından bu yana gelişen ilişkilerin tüm Avrasya coğrafyasına genişletilmesi için
Kasım 2001'de 'Avrasya'da İşbirliği Eylem
Planı'nın
imzalandığını hatırlatan Erdoğan, "Avrasya'da siyasi alandan ekonomiye, terörle mücadeleden bölgesel sorunlara kadar çok geniş bir yelpaze üzerinde taraflar arasında diyalog ve işbirliğini öngören plan, bölgede "
rekabet" yerine "işbirliği" perspektifi sunmaktadır." dedi.
'Putin'le samimi bir diyaloğumuz var'
Erdoğan, ilişkilerin iki ülke liderlerinin 2004'te Türkiye'de imzaladıkları çok boyutlu güçlendirilmiş
ortaklık hedefi yönünde geliştiğini ve bu hedefin de Türk dış
politikasının öncelikleri arasında yer aldığını söyledi. 2006'da 20 milyar doları aşan
dış ticaret hacmi ile Rusya
Federasyonu'nun Türkiye'nin ikinci sıradaki ticari ortağı olduğunu hatırlatan Başbakan, "Müteahhitlik, yatırımlar ve enerji, Rusya ile ekonomik işbirliğimizin diğer önemli sektörleridir.
Enerji alanındaki işbirliğimizi yeni bir düzeye yükselten
Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı gibi büyük projeler her iki ülkenin de ilişkilere uzun dönemli bakış açısını yansıtmaktadır." ifadelerini kullandı. Geçmişten kaynaklanan önyargıların giderilmesi ve karşılıklı güven ortamının oluşması sürecinde iki ülke ilişkilerinin çeşitli testlerden başarıyla geçmesinden memnuniyetini ifade eden Başbakan, "Değerli dostum Sayın Putin ile yakın ve samimi bir diyalog tesis etmiş olmaktan, her konuyu açıklıkla görüşebilmekten memnuniyet duyuyorum. Dış politika alanında birçok önemli uluslararası ve bölgesel meseleye ilişkin görüşlerimiz örtüşmektedir." dedi. Kalıcı işbirlikleri ve sağlam dostlukların halklar arasında bağların kuvvetlenmesi ile sağlanabileceğini belirten Erdoğan, iki ülke halklarının birbirini yakinen tanımalarını sağlayacak kapsamlı programların yapılmasını istedi.
Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül de Rodina-Da özel sayısına yaptığı açıklamalarda gerçekleşen köklü değişimler sonrası gelişen Türkiye-Rusya ilişkilerinin bölgeyi barış havzası haline getirdiğini söyledi. Rusya ile Kara
deniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) bünyesinde sürdürülen işbirliğine ayrı bir önem verdiklerini belirten Gül, "Geçen yıl Rusya'nın başkanlığı döneminde
örgüt daha aktif hale geldi. 1 Mayıs'tan itibaren dönem başkanlığını alacak Türkiye de KEİ'nin daha etkin hale gelmesi için çalışacak." dedi. Türkiye
Dışişleri Bakanı Gül
Karadeniz'de bölge ülkelerinin deniz kuvvetleri arasındaki işbirliği ve
iletişimin geliştirilmesi ile oluşan BlackSeaFor ve 'Karadeniz Uyum Harekatı'nın geniş bir coğrafyada güven ortamına önemli bir katkı sağladığını söyledi.
Lavrov: Dostluğumuz güçlendi
Doğu ve Batı kültürlerinin karışımı ile gelişen iki toplumun milli niteliklerinin birbirine çok yakın olduğunu belirten Rusya Dışişleri Bakanı
Sergey Lavrov, "Bu yüzden iki ülke ilişkilerinde güvensizlik yerine merak hakim oldu. Bazen çelişkili olan ticaret-ekonomi ve kültür ilişkilerimiz aslında hiçbir zaman iletişim kopukluğuna uğramadı.
Tarih açısından da uzun olmayan savaş dönemleri hızla yerini barış ve ortaklığa devretti." değerlendirmesinde bulundu.
İki ülke ilişkilerinin tarihsel derinliğini değerlendiren Lavrov bunun geleceğe ışık tuttuğunu belirtti. Lavrov özellikle
yoksulluk ve yıkılma yıllarında külden yeniden doğar gibi iki ülkenin yeniden doğduğu yıllarda birbirine destek olduğunu söyledi. 1920 yılında Türk hükümetinin taleplerine Rusya'nın
cevap verdiğini hatırlatan Lavrov, 1921 yılında imzalanan
Moskova Anlaşması ile de ebedi dostluk ve işbirliğinin temellerinin atıldığını söyledi.
Soğuk
Savaş yıllarında da bilindiğinin aksine iki ülke ilişkilerinin devam ettiğini ifade eden Lavrov şunları söyledi: "Rusya 1960 ve 1970'li yıllarda da Türkiye'nin önemli sanayi projelerine maddi ve
teknik destek vermiştir. Bugün hâlâ faaliyetlerine devam eden
Seydişehir Alüminyum Fabrikası,
İskenderun Demir Çelik fabrikası,
Aliağa Petrol Rafinerisi Türkiye'nin ağır endüstrisinin temellerini oluşturdu."
Zamana, kişilere ve şartlara göre değişmeyecek Türkiye-Rusya ortaklığının daha sağlam temeller üzerinde yükseldiğini belirten Rusya Dışişleri Bakanı, "Dostluğumuz zamanın sınamasına dayanmış ve bu imtihanlardan, karşılıklı işbirliği ve ortaklık olarak güçlenerek çıkmıştır. Moskova ve
Ankara bu ilişkilerin daha da iyi olması için ellerinden geleni yapmaya hazır. Ülkelerimiz, halklarımız ve
Avrupa barışı ancak böyle daha da güçlü hale gelebilir." değerlendirmesini yaptı.
Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Sergey Miranov da özel sayı için yaptığı değerlendirmede parlamentolar arası dostluk gruplarının kültürler arası diyaloglar oluşturduğuna dikkat çekerek, "Diyaloglar ortaklıklara dönüştü. Halklarımızın yanlarında iyi bir komşu olduğunu anlatabilmemiz için halkın seçtiği vekiller ve dostluk grupları daha aktif çalışmalı." dedi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı
Bülent Arınç son birkaç yılda artan ziyaretlerin diyaloğun derinleşmesine ve karşılıklı güven ortamının oluşmasına katkı sağladığını belirterek, "Parlamentolar arasındaki bağların güçlendirilmesi halklar arasındaki bağları da sağlamlaştıracaktır. Bu konuya özel önem verilmesini istiyorum." talebinde bulundu. Özel sayıya röportajlar veren iki ülke büyükelçileri de dostluk, barış ve işbirliği temennisinde bulundu.
Rodina-Da ortak sayısı için
Atatürk'ü ve Nutuk'u inceleyen tarihçi Boris Potshveriya,
Time dergisinin yüzyılın en güçlü yüz lideri sıralamasında Atatürk'ü Winston Churchill'den sonra ikinci sırada gösterdiğini söyledi. Potshveriya,
Mustafa Kemal'in askerî dehasının yanında siyasi dehasının da yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında büyük katkısı olduğunu vurguladı. Atatürk'ün Rusya ile dostluğa büyük önem verdiğini belirten tarihçi, Atatürk'ün 1921'de yaptığı konuşmasında ifade ettiği "Onlar bizim milli haklarımızı tanıyor ve saygı duyuyor. Rusya her zaman Türkiye'nin dostu olmalıdır." cümlelerini örnek gösterdi. Dergide iki ülke ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlayan işadamları dernekleri, eğitim faaliyetlerinde bulunan Rus-Türk kolejleri Rus yazarların kaleminden değerlendirildi. Rodina-Da ortak sayısı için Mevlânâ ve Nazım Hikmet gibi değerleri inceleyen Rus yazarlar yazdıkları ilginç makalelerle Ruslara Türkiye'yi tanıttı.
Rusya ve Türkiye 'Rodina-Da' özel sayısında buluştu
Diyalog Avrasya Platformu bünyesinde Avrasya coğrafyasında yayınlanan Da dergisi ve Rusya'da yayınlanan Rodina dergisi çıkardıkları özel sayı ile iki ülkeyi buluşturdu. 'Diyalog'dan Ortaklığa' başlığı ile yayınlanan 'Rodina-Da' özel sayısı Avrasya coğrafyasında diyaloglar geliştirme çabası ile 1998'de İstanbul'dan yola çıkan platformun gerçekleştirdiği başarılı çalışmalardan biri oldu. Özel sayıda iki ülke yetkililerinin röportajları ve makalelerinin yanı sıra ekonomik ve kültürel alanda ilginç konular yer aldı. Rusya'da 45 bin okuyucuya ulaşacak olan ve Rusça yayınlanan özel sayı, önümüzdeki ay da
Türkçe olarak Türk okurlarla buluşacak.
Filipova: Bir parçam dergide kaldı
"Bir parçam dergide kaldı." diyen Rodina Genel Yayın Editörü Tatyana Filipova, Başbakan Erdoğan'la gerçekleştirdiği röportajı hayatının en büyük hatırası olarak saklayacağını söyledi. Filipova, "Kendisiyle TBMM'de görüşme imkanı bulduk. Çok samimi ve içten bir yaklaşım sergiledi." dedi. İki derginin formatının dışında üçüncü bir dergi ortaya çıktığını belirten Filipova, "Derginin hazırlanma süreci bir yılı buldu. Ortaya çıkacak format, teknik altyapının hazırlanması, röportajların alınması ve değerlendirilmesi uzun bir çaba gerektirdi." dedi. Ortak sayı düşüncesinin Rus medyasının platform bünyesinde gerçekleştirilen Türkiye ziyaretleri sırasında geliştiğini ifade eden Diyalog Avrasya Platformu Rusya Koordinatörü Ali Sami
Yıldırım ise "Burada tarihî yaklaşımla birlikte geleceğe ışık tutacak bir ortak sayı düşüncesi gelişti. Sonuçta iki ülke liderlerinin, entelektüellerinin diyalogdan ne kadar memnun olduklarını ve bunun ortaklığa dönüşmesini arzuladıklarını gördük. Rodina-Da özel sayısı bu pozitif düşüncenin tablolaşmış hali oldu." değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım, ortak sayı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk, Mevlânâ ve Nazım Hikmet gibi değerlerimizi Rus halkına tanıtma fırsatı bulduklarını kaydetti. Röportajlarda büyük katkısı olan Rodina Dergisi Genel Yayın Editörü Yardımcısı Tatyana Maksimova ise Moskova ve St. Petersburg'da faaliyette bulunan Rus-Türk kolejleri ile ilgili çalışmasında hayran kaldığını ifade ederek, "Bu okullarda eğitim alan, Türkçe ve
İngilizce öğrenen çocuklar iki ülke dostluğunun garantisi olacak." dedi.
Cihan