Rumların
Akdeniz'de
sondaj çalışmalarına başlamasının ardından
Türkiye'nin büyük tepkisiyle karşılan
Güney Kıbrıslı siyasiler, bu yaklaşımı tehdit olarak yorumladılar. Rum siyasilerin yanı sıra Başpiskopos
II. Hrisostomos, Türkiye'nin tepkisini
psikolojik sebeplere bağladı. Rum medyası Türkiye'nin tepkisini sayfalarına taşıdı.
Alithia gazetesi "Partiler Türk Kışkırtmacılığını Kınıyor..." başlığıyla verdiği haberinde, Rum siyasilerin dün yaptığı açıklamaları aktardı. Habere göre Halkin İlerici ve Emekçi Partisi (AKEL) Genel Sekreteri Andros Kiprianu, "Biz,
Birleşmiş Milletler'in (BM) tüzüğünde öngörüldüğü gibi egemenlik haklarımızı uyguluyoruz" dedi .
Kiprianu, parti olarak kendilerinin de rollerinin ve sorumluklarının olduğunu ve bu rolü yerine getireceklerini aktardı.
Demokratik
Seferberlik Partisi (DİSİ) Başkanı
Nikos Anastasiadis "
Egemenlik haklarımızı kullanmayı garanti altına alabilmemiz için soğukkanlı olmaya, direniş göstermeye ve olayları doğru göğüslemeye ihtiyaç vardır" dedi. Anastasiadis, "
İşgal bölgeleri rejimi
yasadışıdır. Çıkacak herhangi bir sonuç, yasa dışılığın ürününden başka bir şey olmayacak" iddiasında bulundu. Anastasiadis, "Sadece iç cepheyi memnun edecek açıklamalar yerine, egemenlik haklarını teyit ederek doğru hareket etmelerinin daha yararlı olduğunu" ileri sürdü.
Rum siyasilerin yanı sıra
Rum Başpiskopos II. Hrisostomos da yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin
Amerikan çıkarlı bir şirketi vurmayı düşünebilecek kadar güçlü olduğuna inanmak istemiyorum" diyerek Türkiye bağıracak, havlayacak ve sonunda susacak." ifadesini kullandı.