Özellikle, Rum
Dışişleri Bakanlığı ile
Savunma Bakanlığı arasındaki anlaşmazlığın
patlamaya sebebiyet verdiği bildirildi.
Rum Fileleftheros
gazetesi, “Katliamın Belgeleri - Her Şeyi Çok İyi Biliyorlardı” başlıkları altında verdiği haberinde, 2009 yılında Rum bandıralı Rus gemisi Monchegorsk'un Suriye'ye götürmekte olduğu patlayıcılara
Güney Kıbrıs'ın el koymasının ardından, Rum Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları arasında çok sayıda toplantı ve yazışma gerçekleştirildiğini ancak patlayıcılar konusunda önlem alınmadığını yazdı.
Gazete, konu hakkında iki bakanlığın yetkililerinin 10
Şubat 2011 tarihinde toplantı gerçekleştirdiklerini, ayrıca Savunma Bakanlığı yetkililerinin de patlamadan bir hafta önce kendi aralarında toplantı yaparak durum değerlendirmesinde bulunduklarını kaydetti.
10 Şubat tarihli toplantıda Rum
Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu ve
Savunma Bakanı Kostas Papakostas'in toplantısında söz konusu patlayıcıların oluşturabileceği tehlikelere vurgu yapıldığını belirten gazete, bu yazılardan şüphe duyan Kiprianu'nun ise konteynerlarda bulunan barutun kimyasal analize gönderilmesini önerdiğini yazdı.
BELGELER VE KANITLAR DEĞİŞTİRİLİYOR
Öte yandan Rum Meclisi Savunma Komitesi Başkanı Yorgos Varnavas ve milletvekili Efthimios Diplaros;
savunma bakanlığı ve
Rum ordusu yetkililerinin “sabahlara kadar konuya ilişkin
belgeleri topladıkları” iddiasında bulundu.
Diplaros ise, savunma bakanlığında görevli bir albayın, patlamanın olduğu gün akşamüzerinden sabah saatlerine kadar bürosunda kalarak, patlamanın olduğu
deniz üssü komutanı Andreas İoannidis'in uyarılarını içeren yazılarını toplama faaliyeti gerçekleştirdiğini açıkladı. Diplaros, 11 Temmuz gününden itibaren Rum ordusu subaylarının konuya ilişkin tüm belgeleri toplayarak belgeleri tahrif etmeye çalıştıklarını öne sürdü.
Gazete, savunma bakanlığının ise dün bu iddiaları reddeden bir açıklama yaptığını, konuya ilişkin tüm belge ve yazışmaların dünden itibaren
sorgu müfettişlerine teslim edilmeye başlandığını belirtti.
BAŞSAVCI BASINA ÇAĞRIDA BULUNDU
Diğer yandan Rum
Başsavcısı Petros Kliridis, Rum basın yayın organları ve kamuoyuna “yargısız
infaz yapmamaları” ve soruşturmanın sonuçlanmasını beklemeleri çağrısında bulundu. Habere göre Kliridis, “basın yoluyla
mahkeme yapılmaması gerektiğini” belirterek, bazı belgelerin tahrif edildiğine ilişkin bilgisi bulunanlara da şikayette bulunmaları çarpısı yaptı.
Kliridis ayrıca, Rum yönetimi başkanı ve milletvekillerinin cezai kovuşturma karşısında dokunulmazlıklarının bulunduğunu ancak “bakanların dokunulmazlıklarının olmadığını” da sözlerine ekledi.