Yol uzun.. Ama mecburlar, çünkü hem kendileri, hem de çocukları açlar..
Tek çare ise komşu
ülke sınırındaki
kamplara giderek karınlarını doyuracak
yardımlara ulaşmak.
Vasıta yok. Çölde yürümekten başka çare de..
Öyle yapıyorlar. Bebeklerini sırtlanıp, çocuklarının elinden tutarak yola koyuluyorlar..
Yol uzun. Genelde yaklaşık 2 hafta sürüyor. Ancak çölde gece gündüz 2 hafta boyunca yayan yürümek çocuklara göre değil.. Hele bebeklere hiç..
Çölün kavuran sıcağı, toz,
açlık ve hastalık derken, çocuklardan bazıları bitap düşüyor.
Ancak yola devam etmeleri lazım. Yoksa hepsinin sonu
ölüm..
İşte o noktada anne, bir anne için verilebilecek en zor kararı vermek zorunda kalıyor. Çocuklarının tamamını kurtarabilmek için en zayıfını feda etmek zorunda kalıyor.
Nasıl etmesin ki, bunu yapmazsa sadece bir değil, belki kendi de dahil olmak üzere tüm çocuklarını kaybetme riski ile karşı karşıya..
Ve Somalili anne, insanlığın vicdanı ile birlikte, "gözyaşları içinde" biricik yavrucağını ıssız çöle terkediyor. Ve yine Somalili anneler 3 ayda yaklaşık 30 bin çocuğun açlıktan öldüğü ülkede herşeye rağmen umutlarını yitirmeyen
halk kendilerine uzanacak yardım elini bekliyorlar.