Mısır,
Gazze ile aralarındaki Refah
Sınır Kapısı'nı da daimi olarak açık tutacağını duyurarak
İsrail üzerinde
soğuk bir duş etkisi meydana getirdi. Artık Arap dünyasında '1960 ve 70'li yıllardaki gibi dış
politikada aktif Mısır geri mi dönüyor?' soruları soruluyor. Mübarek rejimi döneminde kabuğuna çekilen ve ABD ile İsrail'in yörüngesinde bir politika izleyen Mısır, neredeyse
Filistinliler arasındaki uzlaşma görüşmelerinden başka hiçbir Arap sorunuyla ilgilenemeyecek duruma gelmişti.
Lübnan'dan Irak'a,
Sudan'dan
Ortadoğu barış görüşmelerine hemen hiçbir konuda etkin olamayan Mısır, üyesi ve lideri konumunda bulunduğu Arap Birliği'nin de başarısız bir
örgüt haline gelmesinde önemli bir rol oynadı. Ancak İssam Şeref'in başbakanlık, Nebil el Arabi'nin de dışişleri bakanlığı koltuklarına oturmasından sonra Mısır bir anda
bölgesel konularda aktif hale gelmeye başladı. 30 yıldır ilişkilerinin en alt düzeyde seyrettiği
İran'a barış çubuğu uzatan Mısır, gittikçe tehlikeli hale gelmeye başlayan Nil konusunda da suyun kaynağında yer alan ülkelere karşı farklı bir tutum sergilemeye başladı. Yeni geçici
yönetim, Mısır için Filistin'den sonra dış politikada ikinci önemli konu olan Sudan'a üst düzey ziyaretler gerçekleştirdi.
Körfez ülkeleriyle daha geniş ilişkiler için düğmeye basan Mısır, son yıllarda ilişkilerinin zayıfladığı Suriye'ye yönelik de diplomatik manevralar gerçekleştirmeye başladı. Zayıf bir Mısır'ın oluşturduğu boşluğu doldurmaya başlayan
Türkiye'nin, diplomatik arenaya yeniden dönme sinyalleri veren Mısır'la bundan sonra
işbirliği mi yoksa
rekabet içine mi gireceği bölgede sorulmaya başlanan diğer önemli soru.
Ancak Türkiye, bölgeye açılırken izlediği 'yumuşak güç' stratejisiyle Filistin ve Sudan gibi Mısır'ın hayati sahalarına girerken çok dikkatli davranmış, sürekli olarak Mısır isminin ön planda olması gerektiğini vurgulamıştı. Uzmanlara göre Mısır'ın geri dönüşü aslında hem bölge hem de Türkiye için çok büyük bir şans. Tıpkı
Avrupa Birliği'nin iki
motor gücü
Almanya ve
Fransa gibi iki bölgesel güç işbirliği yaparak bölgedeki tüm sorunların üstesinden gelme potansiyeline sahip. İki ülkenin işbirliği ile Batı'nın bölgesel sorunlara müdahalesi zayıflayacak, özellikle İsrail'in 'şımarık çocuk' tavırları son bulacak.
Diğer önemli bölgesel güç İran da, iki ülkenin işbirliğiyle Şiiler üzerinde nüfuz elde etme çabalarından vazgeçmek zorunda kalacak. Ancak ekonomisinin zayıf olması, demokratik sürecin henüz başında bulunması ve bölgede Türkiye'nin yanı sıra Suudi
Arabistan ve
Katar gibi başka bölgesel güçlerin de ortaya çıkması Mısır'ın elini zayıflatan en önemli sebepler olarak gösteriliyor.