Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso, Dönem Başkanı
Slovenya Başbakanı Janez Jansa ve
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Hans-Gert Pöttering'den oluşan AB Troykası,
Hristiyan,
Yahudi ve
Müslüman temsilcilerle bir araya gelerek iklim değişikliği ve kültürler arası uzlaşmayı tartıştılar.
AB Komisyonu Başkanı Barroso, düzenlenen basın toplantısında bir soru üzerine, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan
Türkiye'deki gelişmelerin sadece kendisini ilgilendirmediğini, bölgesi ve tüm dünya için büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yakın zamanda Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Barroso, AB üyelik yolundaki Türkiye'nin ''Müslüman bir ülkenin demokratik ve laik olabileceğini'' ispatlayacağına dikkat çekti.
Türkiye'de son dönemde önemli bir süreçten geçildiğini ve ''anayasal
tartışma yaşandığını'' aktaran Barroso, ''Büyük çoğunluğu Müslüman Türkiye'de yaşananlar sadece kendisi için değil, bölgesi ve tüm dünya için çok önemli'' dedi.
Barroso, AB'nin oy birliğiyle Türkiye ile müzakereleri başlattığını hatırlatarak ''gerekli kriterleri karşılaması ve AB'nin kendisi hazır hissetmesi halinde'' Türkiye'nin üye olacağını belirtti.
AB için Türkiye'nin çok önemli bir ortak olduğuna, Avrupa'da
Bosna-
Hersek ve
Arnavutluk gibi başka Müslüman ülkelerin de bulunduğuna işaret eden Barroso, ''
İslam Avrupa'nın bir parçasıdır'' diye konuştu.
İslam'ın ta Endülüs'ten itibaren Avrupa'nın bir parçası olduğunu ve Avrupa medeniyetini etkilediğini kaydeden Barroso, bazılarının İslam'ı Avrupa'nın dışında göstermeye çalışanların gerçeği yansıtmadıklarını ifade etti.
-BOSNA MÜFTÜSÜ CERİC-
Bosna Müftüsü Şeyh Mustafa Ceric ise ''AB Türkiye'yi almakta tereddüt etmeyerek ya da gecikmeyerek İslam'ın Avrupa'nın parçası olduğunu göstermeli'' dedi.
''
Bosna-Hersek AB'ye üye olsaydı Türkiye bugün dışarıda kalmazdı'' diyen Ceric, AB'nin Türkiye'ye ayrımcılık yapmaması gerektiğini vurguladı.
Ceric, ''Hoşgörü güç işaretidir. Hoşgörüsüzlük ise güçsüzlük. AB Türkiye'yi kabul ettiğinde çok daha güçlü olacak'' diye konuştu.
Holanda'da İslam'a
hakaret eden film konusunda ''
Soykırım yaşamış bir Müslüman olarak konuşuyorum. Farklı
inançlara saygıyla daha iyi bir Avrupa meydana getirebiliriz'' diyen Ceric, peygamberlere hakaret edilmesi halinde kimsenin inancının eksilmeyeceğini, ancak milyonlarca kalbin kırılacağını söyledi.
İfade özgürlüğünden yana olduklarını, fakat bu özgürlüğün sorumsuzca kullanılamayacağını belirten Ceric, ''Başkalarının hakkının başladığı yerde benimkinin bitmesi gerektiğini öğrenmeliyiz'' dedi.
Müslümanların Bosna Müftüsü Ceric,
Fransa Müslüman Topluluklar Federasyonu Başkanı
Muhammed Beşeri,
İngiliz Din ve Irk Uyumu Müslüman Konseyi Başkanı Abdulcelil Sacid ve İngiliz Şii İslam Merkezi Başkanı Abdulhüseyin Moezi tarafından temsil edildiği toplantıya 4'ü Ortodoks, 4'ü Katolik ve 4'ü Protestan olmak üzere 16 kilise ve 4 Yahudi temsilcisi katıldı.
Önümüzdeki yıl yürülüğe girmesi beklenen AB'nin yeni anayasası
Lizbon Anlaşması'nda AB-kiliseler ve inanç önderleri diyaloğuna resmiyet kazandırılarak her dönem başkanıyla düzenli toplantılar öngörülüyor.
AB kaynakları, AB-inanç önderleri diyaloğunda Avrupa'daki Müslümanların üçte birinden fazlasını oluşturan Türklerin de yer alabilmesi için
Diyanet İşleri Başkanlığının Avrupa örgütlenmesinin Brüksel'de tek
çatı altında temsil edilmesinin önemini vurguluyor.