Bu
gıda skandalı en çok tüketicileri etkiliyor. Kanserojen
dioksini içeren
tavuk, hindi ve
domuz yemini temin eden çiftliklerin sayısı bini aşması tüketicilerin kaygısını yersiz kılmıyor. Özellikle kahvaltı masasında eksik olmayan yumurta söz konusu olunca herkesin sorduğu ayını oluyor: "Buzdolabımdaki yumurtalar ne olacak?"
Almanya'nın özel televizyon kanallarından SAT1'de
Almanya'nın tanınmış program sunucularından biri Johannes B. Kerner, kendi ismini taşıyan programda geçen hafta gündemdeki dioksin skandalı misafirleri ile değerlendirdi. Haftalardır Almanya'nın gündemini meşgul eden binlerce çiftliğin kapanmasına sebep olan dioksin skandalı zehirli yumurtalarla ilgili.
Tavukların beslenmesinde kullanılan zehirli dioksin
doğal olarak yumurtada da bulunuyor ve belli sınırları aştıktan sonra hem sağlık için zararlı hem de kullanımı
yasak.
Programda konuyu irdeleyen Kerner bir de gizli
kamera eşliğinde
test yaptı. Tanınmış
aşçı Robert Enßlen'in eşliğinde bir ekibi yollara düşüren Kerner'in cevabını aradığı soru, "Acaba
koku ve tada yansımayan dioksinli yumurtayı kaç kişiye
ucuza satabiliriz?"
Fiyatlar çok cazip. Normal
fiyati 3
Euro olan 30 yumurtayı 1 Euro'ya
teklif ediyorlar müşteriye.
Gidilen ilk adres iş görüşmelerinin yapıldığı bir
lokanta oldu. Birinci
sınıf lokantayı işleten Alman esnaf yumurtaların zehirli olduğunu bile bile, kimse anlamaz düşüncesinden hareketle üç karton yumurta aldı. Fatura yok, teslim makbuzu yok. İşi beş dakikada bitirdi.
İkinci adreste de durum farklı olması. Tip ve Prinz isimli şehir dergilerinin
tavsiye ettiği bir
aile lokantasına giden
ekip, zehirli yumurtadan beş paket sattı.
Üçüncü adreste alıcı bir öğrenci lokantası oldu. Burası da 15 paket yumurta aldı.
Dördüncü adres bir öğrenci yurdu oldu. Ekip burada da 6 paket yumurtayı bir Euro'dan sattı.
Son müşteriye giderken ekip artık zehirli yumurta ve eti satacağından emindi. Fiyat çok cazip ve alıcı da olayı kimsenin anlamayacağından emindi. Kaldı ki gidilen yer arka bahçede bir gıda toptancısıydı.
Son
durak, Berlin'in İstanbul'u olarak adlandırılan Kreuzberg'deki bu adreste TUKA Sunfruit isimli şirket oldu. Ancak ekibin burada muhatap olduğu ve zehirli yumurta satmaya çalıştığı Hasan
Arslan, tüm ısrarlara rağmen ve fiyat indirimlerine rağmen yumurtaları satın almadı; aksine ekibi polise şikayet etmekle tehdit etti.
Şirketin Genel Müdürü
Hasan Arslan, yaşadıklarını ise şöyle anlattı: "Ben şirketin her işine bakıyorum. Alım
satış personel. İki adam geldi. Tanımadığımız bilmediğimiz birileri. Bize çok ucuz fiyata yumurta teklif ettiler. Zehirli olduğunu da söylediler tâbi. Satmak için yarım saate kadar bizimle uğraştılar. Sonunda 30 yumurtalık paketin fiyatını 50 Cent'e kadar indirdiler. Baktım adamlardan kurtulamayacağız, polis çağıracağımı söyledim.
Polisi duyunca bize zehirli yumurta satmaktan vazgeçip gittiler. Fakat aradan bir kaç dakika geçtikten sonra programın ekibi geldi ve kendini tanıttı. İşyerinde geçerli kurallar vardır. Bunları tavizsiz uygularım. Biz gıda toptancılığı yapıyoruz. Bilmediğimizi tanımadığımız kimseden mal almayız. Aldığımız ürünleri
kontrol ederim ve ürünlerin son kullanma tarihine iki hafta kala elimizden çıkarmaya çalışırız."
Arslan'ın dürüstlüğü şirketin yumurta satışını da etkilemiş. Normal şartlarda haftada yarım palet (7 bin 200 yumurta) satan TUKA Sunfruits son bir haftada satışı iki palete çıkarmış (19 bin yumurta)
Şirketin ortaklarından
Kamil Yıldız da Almanya'da sık sık gıda skandallarının yaşandığına dikkat çekerek deli
dana olayının örnek verdi. Yıldız: "Yaşanan gıda skandallarına Türk esnafını suçlu gösterme çabası hep dikkatimi çekiyor. Alman basına bir ara
döner toptancıların kafayı takmıştı. Asıl önemli olan bir kışının Türk veya Alman olması değil, ticari ahlaktır. Dürüst çalışan milyonlarca Türk var. Ben bir skandal patlak verdiğinde ayırımcılık yapılmamasını bekliyorum." değerlendirmesini yaptı.
Yıldız'ın bu değerlendirmesini yaşanan olay haklı çıkardı. Kerner ekibinin ziyaret ettiği beş yerden dördü Almanlara aitti ve zehirli yumurtayı ucuz diye aldı. Daha sonra gelen kamera ekibine karşı ise her hangi bir şeyi yanlış yaptıklarını
itiraf etmedi.