Kıbrıs sorunu konusunda “Ulusal onurun yara alması bir çok Türk’ün AB hayalini yerle bir etti" görüşüne yer verilen makalede, asıl isteksizliğin ise AB müktesebatına (80 bin sayfayı aşan AB kuralları) uyumun neden olacağı “devasal faturlardan" kaynaklandığına işaret edildi. Makalede AKP’nin AB sürecinden siyasi çıkar sağlanamayacağını gördüğü ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın artan milliyetçi bir çizgi benimsediği belirtildi. Newsweek dergisinin son sayısında Owen Matthews tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye’de AB üyeliğine destekte büyük bir düşüş yaşandığı tespiti aktarılarak nedenleri irdelendi. Makalede “Avrupa bir zamanlar bir şeker dükkanı idi. Ve Türkiye yüzünü cama yapıştıran hevesli bir çocuktu. Sadece iki yıl önce Türklerin yüzde 70’inden fazlası AB üyeliğini zenginlik, sağlık ve özgürlük getireceği gerekçesiyle destekledi" sözlerinin ardından “Ancak müzakerelere henüz birkaç ay önce başlamışken AB’ye destek yüzde 43’lere düştü. Düşüş çok hızlı" görüşü aktarıldı . Kıbrıs konusunda Türklerin Brüksel tarafından daha fazla ödün verme yönünde sıkıştırıldıkları duygusu taşıdıkları ifade edilen yazıda, “Ulusal onurun yara alması bir çok Türk’ün AB hayalini yerle bir etti" dendi. ASIL ÇEKİŞME EKONOMİK KONULARDA “Ancak çekişmeye neden olan asıl önemli nokta ekonomik konularda ortaya çıktı" tespiti yapılan makalede, KOBİ’lerin yavaşça ve sessizce AB’ye üyelik konusundaki heveslerini kaybettikleri ifade edildi. Buna AB’nin 80 bin sayfalık müktesebatının (kurallar bütünü) yarattığı maliyet ve zorluğun neden olduğu belirtilirken, Türkiye’de sadece tarım alanında AB ile uyumlaşmanın 76 milyar dolar tutabileceği tahmininin yer aldığı TÜSİAD araştırmasına atıf yapıldı. AB müktesebatının her bir maddesinin devasa bir fatura anlamına geldiği ifade edilirken, Ankara’daki Türk siyasetçilerin üyelik dışında başka bir seçenek kabul edilmeyeceği konusundaki ısrarlarını korudukları ancak bazıların da bunun en iyi anlaşma olamayabileceğini anlamaya başladıkları belirtildi. ERDOĞAN MİLLİYETÇİ ÇİZGİDE AKP’nin 2002 yılında ülkeyi AB’ye taşıyacağına söz vererek iktidara geldiği ancak büyük ölçüde muhafazakar işadamlarından oluşan siyasi tabanının tavrındaki büyük değişimi sezerek AB sürecinden siyasi çıkar sağlanamayacağını kabul ettiği ifade edildi. Bunun yerine Erdoğan’ın artan milliyetçi bir çizgi benimsediği, Kıbrıs Rum gemilerine Türk limanları açmadığı ve yeni bir terörle mücadele yasasını kabul ettiğine işaret edildi. “Bir çok Türk müzakerelerin çökmesine izin vermenin ciddi bir ekonomik şok yaratacağını anlıyor" denilen makalede İngiliz Milletvekili Daniel Hannan’ın “Artan sayıda Türk AB üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini fark ediyor ancak illüzyona sıkı sıkı sarılıyor" sözlerine ve AB’li bir diplomatın, “AB üyelik hedefi yok olursa Türkiye içe dönük milliyetçiliğe kayabilir" endişesine de yer verildi.