Analistler, özellikle,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Doğu
Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi açıklamasının tehlikeli bir durum yaratabileceğini belirtti.
Lehigh Üniversitesi
öğretim üyesi, Orta
doğu ve
Türkiye uzmanı
Henri Barkey,
Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, bunun "çok ciddi bir
kriz" olduğunu söyledi.
"Bu krizin geleceğini biliyorduk ama yine de herkes şaşırdı" diyen Barkey, özellikle Obama yönetiminin Türkiye'den böyle bir hamle beklemediğini ifade etti.
Barkey, Davutoğlu'nun Türkiye'nin "Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağı" yönündeki sözlerine şaşırdığını belirterek, "Bu tür öngörüler için çok
erken ama bu durum çok tehlikeli bir dönüşümle sonuçlanabilir.
Diyelim başka
Türk gemisi veya başka bir
ülkenin gemisi Gazze’ye gitmeye çalışırsa ve
İsrail bunu durdurursa ne olacak? Türk ve İsrail donanması birbiriyle mi karşılaşacak? Bu durum, başka kişi ve örgütlere bir şekilde kriz yaratma olanağı tanıyabilir” dedi.
Türkiye'nin, İsrail'e yönelik bu yeni adımlarla, "
Libya ve
Suriye konularında Arap dünyasında hasara uğrayan imajını" da düzeltmek istediğini savunan Barkey, bu olayların, BM'de Filistin'in devlet olarak tanınmasına yönelik desteğe ivme kazandıracağını söyledi.
DAHA ÇOK DİPLOMASİ ZAMANI
ABD merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund uzmanlarından Joshua Walker ise son gelişmelerin sadece İsrail'i kızdıracağını ve Türkiye'nin de
İran gibi kaybedildiğini söyleyen ülkedeki sağ kanadı ise dolduruşa getireceğini belirtti.
Walker, "Üzgünüm ama birçok Amerikalı da böyle düşünüyor. Bundan dolayı bu gelişmelerin sadece Türkiye-İsrail ilişkileri olmanın ötesine taşmasından kaygılıyım. Bence, şimdi daha az değil daha çok diplomasi zamanı" diye konuştu.
‘KOMŞULARLA SIFIR SORUN’UN BENZİNİ BİTTİ
Gazeteci Andrew Finkel ise
Guardian için kaleme aldığı makalede, Ankara’nın gündeme getirdiği 5 maddelik
yaptırım paketinin bölgesel bir
politika izlemekten ziyade Arap dünyasındaki gelişmelere
yanıt olduğunu belirtti.
Davutoğlu’nun dün yaptığı açıklamalarla “komşularla sıfır sorun politikasının benzininin bittiğini zımnen kabul ettiğini” ifade eden Finkel, Türkiye’nin
Kuzey Afrika ve
Ortadoğu’nun ayaklandığı bir dönemde İsrail’i daha da yalnızlaştırmanın
Netanyahu hükümetini özür dilemeye zorlayacağının hesabını yaptığını öne sürdü.
Finkel, “[Şimdiye kadar] Ankara’nın Suriye’yle ilişkilerini düzeltmesi ya da Tahran’a kapısını açması NATO’daki müttefikleri tarafından çok hevesle karşılanmasa da Türkiye, açık bir
dış politika ajandası olduğunu öne sürebilirdi. Ancak şimdi sadece yaşanan olaylara tepki verdiği izlenimini yarattı” yorumunu yaptı.
ÜRDÜN VE MISIR DA HAREKETE GEÇEBİLİR
Wall Street Journal gazetesine konuşan İsrailli
emekli diplomat Alon Liel ise Türkiye’nin ardından bölgede İsrail’le ilişkileri hala süren iki
Müslüman ülke,
Ürdün ve
Mısır’ın da benzer adımlar atabileceğini iddia etti.
Liel, “Bunun etkisi çok büyük çünkü Türkiye, son 20 yılda Ortadoğu’da ve Müslüman dünyasında İsrail’e en yakın duran ülkeydi. Ortadoğu’daki bir numaralı dostumuzu ve müttefikimizi kaybediyoruz” dedi.
HÜRRİYET