Ancak
koalisyon hükümeti, gösterileri yönlendiren devrim gençlerini tatmin etmedi. Daha şimdiden pek çok
muhalif lider gösterilere devam edeceğini ilan etti.
Yemen'de,
Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) arabuluculuğuyla geçtiğimiz ay imzalanan ve Devlet Başkanı Ali Abdullah
Salih'in
yetki devrini öngören anlaşmanın ilk ayağını oluşturan geçici hükümet önceki gün kuruldu. Ancak
halk çatışmalar ve belirsizlikler arasında kurulan teknokratlar hükümetinin, Salih ve çevresi
iktidarda oldukça başarılı olmasının zor olduğu görüşünde. Suudi
Arabistan'ın başkenti Riyad'da geçtiğimiz ay imzalanan anlaşmaya göre Salih, tüm yetkilerini yardımcısı Abdrabbu Mansur Hadi'ye devredecek ve 21
Şubat'ta da
cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. 35 üyeli kabinenin dışişleri ve
savunma bakanlıklarının da aralarında bulunduğu yarısı Salih'in başında bulunduğu
Kongre Partisi'ne, içişleri ve enformasyon bakanlıklarını da kapsayan diğer yarısı ise muhalefete verildi. Yarın
yemin töreniyle görevine başlaması beklenen geçici hükümetin başbakanlık görevini ise eski dışişleri bakanlarından
Muhammed Basindva üstlenecek.
Gösterileri durdurması ve Salih'in görevi bıraktıktan sonra yargılanmaktan kaçınmasını amaçlayan 23
Kasım tarihli anlaşmanın beklenen etkileri göstermesinin çok zor olduğu belirtiliyor. Şimdiden pek çok muhalif lider gösterilere devam edeceğini ilan ederken,
ülkenin kuzeyinde Şii Husilerle Selefi gruplar arasında da çatışmalar devam ediyor. Dün ayrıca ülkenin güneyinde ordu birlikleri ve
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide mensupları arasında çıkan çatışmalarda en az 10 kişi öldü.
Başkent Sana'da da muhalif Haşid kabilesi ile ordu arasında zaman zaman alevlenen çatışmalar yaşanıyor. Gösterileri yönlendiren devrim aktivistleri ve gençler, Salih yanlısı
komutan ve generallerin varlığının ülke siyaseti için tehdit olmaya devam edeceği görüşünü taşıyor. Hadi'nin liderlik vasıflarının olmadığını savunan gençler, kurulan hükümetteki bakanlık dağılımlarından sonra muhalif partilerin "pasif'' bir konumda ve Salih'in gölgesinde kalacağını iddia ediyor.
İşsizlik oranının yüzde 50'lere çıktığı, ülkenin pek çok bölgesinin kabileler ya da El Kaide'nin kontrolüne girdiği ülkede yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminin de ülkeye istikrar getirmesinin çok zor olduğu öne sürülüyor. Şii Husilerin yanı sıra mevcut
yönetim yanlısı kabileler ile karşıtları arasındaki gerginlik ve çatışmalarla,
Suudi Arabistan ve İran'ın Yemen üzerinde oynadığı rol de ülkede istikrarın kısa sürede sağlanacağı yönündeki ümitleri zayıflatıyor. Halihazırda pek çok büyük kentin merkezi
rakip gruplar tarafından paylaşılırken bu gruplar kendi bölgelerini silahlı ve zırhlı birlikler koruyor. Uzmanlar bu şartlarda ülkede herhangi bir seçimin yapılmasının çok zor olduğunu kaydediyor. Kızıldeniz'in diğer yakası
Somali'de de 1991 yılındaki darbeden sonra ülke kabileler arası çatışmalara sahne olmuş ve ülkedeki tüm kentler ve kasabalar rakip gruplar tarafından pay edilmişti. Arap Yarımadası'nın en fakir ülkesi olarak kabul edilen Yemen'de nüfusun Sünniler ve Şii Zeydiler arasında eşit olarak dağılmış olmasının yanı sıra kabilecilik geleneğinin sürmesi, 'ikinci bir Somali mi?' endişelerine yol açıyor.