Zirvede uzlaşmaya doğru

Brüksel'de anayasa ve genişlemeyi tartışan Avrupa Birliği liderleri, zirvenin son gününde, sonuç bildirgesini sunmaya hazırlanıyor.

Zirvede uzlaşmaya doğru

2007'nin ilk altı ayında dönem başkanlığını devralacak olan Almanya'dan, gelecek yılın ortasında, bu konuda nasıl ilerleme sağlanacağına ilişkin bir rapor istenmesi bekleniyor. Liderler zirvede ayrıca anayasa üzerine tartışmaları en geç 2008'in sonunda tamamlamayı kararlaştırmış görünüyorlar. Bununla beraber Avrupalı liderler üzerinde birliğin kurumlarında reforma gidilmeden yeni üye alınmaması yolunda yoğun baskı oluşmuş durumda. Daha başlamadan, 'hatırlardaki en sıkıcı Avrupa Birliği zirvesi' olacağı yorumları yapılmış ve zirveye böyle bir hava hakim olsa da, bir başka açıdan bakıldığında, son derece ciddi bir zirve. Önemli sonuçlara yol açabilir çünkü 50 yıllık Avrupa projesi ardından Avrupalılar, bu projenin bir yerde tıkanmış olduğunu hissedip bundan sonra ne yapacağız, ne kadar büyüyecek, Avrupa halkıyla kurumları bağlarını nasıl tazeleyeceğiz gibi sorulara yanıt aramaya başlıyor. AB, geçen yıl Fransa ve Hollanda halklarının Avrupa Anayasası'nı reddetmeleri ardından, büyük bir boşluk içine girmiş; Avrupa'nın yapısını yeniden tartışmak üzere kendisine bir senelik mühlet vermişti. Şimdi bu mühlet doldu ve tartışma başladı, ancak sonuçlanacağa benzemiyor. Bu tartışmanın 2008'in sonuna dek süreceği varsayılıyor, büyük ihtimalle de krizin ilk başladığı Fransa'nın dönem başkanlığında Fransa'dan bu işi bağlaması beklenecek. Avrupa'nın sınırları ne olacak? AB'nin sınırları, kaygı yaratan konulardan biri, çünkü Avrupa halkı, anayasayı reddederken bir anlamda genişlemeye tepkisini dile getiriyordu. Bu genişlemenin çok hızlı olduğu, Avrupa'nın yapısını değiştirdiği, yeni gelen üyelerin Avrupa'ya entegre olamadığı kaygısı, Batı Avrupa halkı içinde ciddi endişelere yol açmıştı. Şimdi bu konuya karşılık belli önlemler alma eğilimi ağır basmış görünüyor. Örneğin, genişlemenin hızının yavaşlatılmasıyla, genişleme sürecinde aday ülkelerin gerekli kriterleri yerine getirmesinden daha çok, Avrupa Birliği'nin, bu ülkeleri özümseme olanağının olup olmadığının tartışılması gündeme geliyor. Önümüzdeki dönemde Avrupa'ya girmeye aday en büyük ülke olduğundan, bu konu Türkiye açısından önemli. Ayrıca Türkiye'ye Avrupa içerisinde 2004 zirvesinde sahip olduğu desteğin yavaş yavaş erimeye başladığı görülüyor. Bunun bir dizi nedeni olsa da, önümüzdeki dönemde gerek reform sürecine ilişkin tartışmalar, gerek Kıbrıs sorunu, gerekse bir parça ağzının kenarından kaçırmasına rağmen Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso'nun BBC'ye verdiği mülakatta sözünü ettiği "Avrupa kültüründen farklı bir ülkenin Avrupa'ya girmesinin yaratacağı sorunlar" düşünülürse, Türkiye'nin önünde ciddi ve son derece karmaşık bir süreç olduğunu kestirmek mümkün. BBC
<< Önceki Haber Zirvede uzlaşmaya doğru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER