Ancak binlerce
ölüm, onlarca zirve ve toplantıdan sonra belki de
Hillary Clinton'un dünkü kritik
İstanbul gezisiyle
ilk kez ”Esed'in sonu yaklaştı” cümlesinin bir anlamı var.
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu ile 2,5 saatlik bir toplantı yapan Clinton'un sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada “Çatışmanın başından bu yana aramızda koordinasyon vardı. Ama artık operasyonel planlamanın detaylarına girmemiz lazım.
İstihbarat servislerimiz ve ordularımızın büyük sorumluluğu var ve bunu başarmak için çalışma grubu başlattık” demesi boşuna değil.
Orta Doğu'da ‘operasyonel', ‘istihbarat' ve ‘ordu' kelimeleri, tesadüfen yan yana gelmez. Gerçek şu ki, art arda Ahmet Davutoğlu,
Tayyip Erdoğan ve
Abdullah Gül ile bir araya gelen
ABD Dışişleri Bakanı ve
Türkiye arasında varılan geniş mutabakatta,
iki ülke hem ”Esed sonrası Suriye geçiş dönemini” hazırlamak, hem de Esed'in gidişini hızlandırmak için kolları sıvama kararı aldı.
Halep'teki durumun detaylarından tutun da Suriye içinde uçuşa kapalı ‘güvenli bölgeler' oluşturulmasına kadar birçok seçeneğin gündeme geldiği görüşmelerde, Clinton geçmişte olduğu gibi ABD tarafının
muhaliflere
silah yardımı yapmaya hazır olmadığını belirtti; ancak muhalif Özgür Suriye
Ordusu'nun komuta-koordinasyon yapısının geliştirilmesi, muhaliflerle koordinasyon ve önümüzdeki aylarda ortaya çıkabilecek askeri ve insani senaryolara karşı hazırlıklı olunması için iki ülke arasında ortak çalışma başlatıldı.
Üst düzey bir ABD'li yetkili, “Bu toplantı gerçekten
Esed rejimi için sonun başlangıcı” derken, toplantıları izleyen Türk yetkililer de
Amerikan tarafının Suriye krizine bir son vermek amacıyla daha güçlü ”irade beyan ettiğini” ve elini taşın altına koymaya daha hazır olduğunu ekledi.
Gerçek şu ki, ABD
Esad rejimine karşı sert ifadeler kullansa da, şu zamana kadar Suriye krizinde ciddi anlamda devreye girmemiş, Dışişleri Bakanı Davutoğlu şubattaki
Washington gezisi ve daha sonra Clinton'la yaptığı 4 farklı görüşmede Washington cephesinden Esed'in gitmesine yönelik somut adımlar için söz almamıştı. Obama
yönetimi, yaklaşan Amerikan seçimleri öncesinde ‘askeri sorumluluk' alma konusunda hâlâ isteksiz. Ancak dünkü toplantıyla Washington, ‘çalışma grupları' adı altında önümüzdeki sonbahardan itibaren daha somut adımlar atabileceğinin sinyalini verdi.
ABD tarafı, ilk aşamada Türkiye'de bulunan mültecilere 5.5 milyon dolarlık yardım, Suriyeli muhaliflere ise kendi aralarında ve dünyayla iletişimi sağlayacak (silah içermeyen) bir dizi teçhizat vermeyi
vaat ediyor. Clinton toplantılarda ABD'nin muhalif grupları tanımadan silah vermek istemediğini, ÖSO'nun yapısını daha iyi tanımak istediklerini söyledi. Ancak bundan sonraki aşamada ÖSO'nun komuta sisteminin geliştirilmesi ve hiyerarşik düzenli bir ordu yapısı kurulması için ortak görüş beyan edildi.
Görüşmelerde hem ABD hem de Türk tarafı, Suriye'de rejimin giderken ‘devlet mekanizmasının çökmesi' konusunda hemfikir oldu. Önümüzdeki dönemde Beşar Esed sonrası Suriye'de
sivil yönetim, kamu düzeni v
e devlet hizmetlerinin ‘sorunsuz' bir biçimde ilerleyebilmesi için bir dizi çalışma başlatılmasına karar verildi.
Görüşmelerde
Ankara cephesi, yoğun bir
bombardıman altındaki Halep'teki insani dramı gündeme getirirken, Halep'te muhaliflerin edindiği kazanımların
psikolojik olarak ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Libya'da aşiretlere dağıttığı silahları geri almakta zorluk çeken ABD tarafı, muhaliflerin Halep'te tutunmaları için gereken MANPAD isimli
uçaksavar füzelerini vermekte isteksiz. ABD tarafı görüşmelerde ayrıca Suriye'yi ağır silahlara boğmanın ülke içindeki ölü sayısını artırabileceği korkusunu dile getirdi.
Ankara da, Halep'in Suriye'deki
iç savaş için sembolik öneminin farkında olmakla birlikte, gerilla
tipi bir örgütlenmesi olan ÖSO'nun Halep'e yoğunlaşmasının ağır kayıplara neden olduğunun bilincinde. İki ülke de bundan sonraki aşamada Halep konusunda hem kendi aralarında hem de muhaliflerle daha sıkı bir koordinasyona gidilmesine konusunda mutabık oldu.
Bundan sonraki aşamada muhaliflerin taktiksel olarak Halep'ten geri çekilmesi, daha sonra Halep'i ele geçirmeye çalışması gündeme gelebilir.
Milliyet