Hâlâ
ülkelerin en önemli harcamalarının başında,
silah ve
savunma sanayi geliyor. Dünyadaki silah sanayisinin yüzde 43'ünü elinde bulunduran
ABD,
Afganistan ve
Irak'a yönelik işgaliyle askeri harcamalarını arttırmış durumda. ABD'nin silaha ayırdığı
bütçe 689 milyar dolar.
Türkiye ise 2010 yılında silaha 15,634 milyar dolar harcadı. Bu rakamın milli gelire oranı yüzde 2,5. Silaha üretimin başını çeken iki ülke var. ABD ve
İsrail silah harcamalarındaki artışın devam ettiği gözleniyor.
Son zamanlarda NATO'nun
Füze Savunma Sistemi'ni Türkiye'de konuşlandırmasına yönelik çalışmalar hız kazanırken, gözler ülkelerin savunma harcamalarına çevrilmiş durumda. 2009 verilerine göre ise listenin başını ABD, Çin, İsrail,
İngiltere,
Fransa ve
Rusya çekerken bu ülkeleri
Almanya,
Japonya, Suudi
Arabistan,
İtalya,
Hindistan,
Güney Kore,
Brezilya,
Kanada,
Avustralya,
İspanya ve
İran çekiyor. Türkiye 16 milyar dolarla listenin 17. sırasında yer alıyor. Rakamların sadece
rapor olarak belirtilen harcamaları yansıttığını, dolayısıyla harcamaların gerçekte bu rakamların çok üstünde olduğunu hatırlatmamız gerekiyor.
ARAP ÜLKELERİ BAŞI ÇEKİYOR
Savunma sanayisine harcanan bütçe, ülkelerin ekonomilerinde büyük bir yere sahip. Yapılan tespitlere göre bir ülke ne kadar çok gayri safı yurtiçi hasılasının yüzdesi olarak askeri harcama yaparsa, eğitim ve altyapı gibi önemli hizmetler için o kadar az para harcıyor. Bu kapsamda, özellikle petrol rezervine sahip gelişmekte olan
Ortadoğu ülkeleri gayri safı yurtiçi hasıla yüzdesi olarak en çok harcama yapan ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerin başında Umman,
Katar, Irak,
Suudi Arabistan, ve
Ermenistan geliyor. Türkiye'de bu listede üst sıralarda bulunuyor.
SİLAH SANAYİNDE ABD VE İSRAİL TEKELİ
Savunma harcamalarında durum böyleyken dünya, en son teknolojik imkânlarla geliştirilen silahlara gözlerini çevirmiş durumda. Savunma sanayisine en büyük bütçeyi ayıran ABD ve teknolojiden
destek alarak daha az insan gücünü gündeminde tutan İsrail, etkili silahlarıyla dikkat çekiyor. Dünyadaki silah sanayisinin yüzde 43'ünü elinde bulunduran ABD, Afganistan ve Irak'a yönelik işgaliyle askeri harcamalarını arttırmış durumda. ABD'nin silaha ayırdığı bütçe 689 milyar dolar. Öyle ki ABD'nin yakın zamanda ürettiği Falcon HTV-2 isimli uçağı sesten yirmi kat hızla uçarak dünyanın en hızlı aracı unvanını elde etmiş durumda. Yani bu ne demek uçağın Londra'dan Sydney'e bir saatten az zamanda, normal bir
uçakla 5 saatten fazla süren
New York-
Los Angeles arasını ise 12 dakikada kat etmesi demek.
ABD ordusu, bu projenin hayata geçmesi halinde, teröristleri ve 'haydut devletler' diye tabir ettiği ülkeleri, dünyanın her yerinde bir saatten az zamanda vurabilme kapasitesine sahip olmayı hedefliyor. Türkiye ise 2010 yılında silaha 15,634 milyar dolar harcadı. Bu rakamın milli gelire oranı yüzde 2,5.
İSRAİL YENİ SİLAHLAR DENİYOR
Silah sanayi denilince ABD 'den sonra akla gelen ikinci ülke İsrail. Türkiye'nin satın aldığı ancak
çürük çıkmaları sebebiyle bir türlü kullanamadığı
insansız hava araçları Heron'ların üreticisi İsrail, dikine iniş kalkış yapabilen, rahatlıkla sırtta da taşınabilen dört kilo ağırlıkta bir
casus silah üretti. Kısa adı 'Ghost' (Hayalet) olan minyatür
casus uçak,
kent savaşlarında gece ve gündüz, gerçek zamanlı istihbarat toplayabiliyor. Bunun yanı sıra İsrail, 25 km uzaklıkta hareket eden
küçük hedefleri vurabilen güdümlü bir
füze ürettiğini açıkladı.
Lübnan ve Gazze'deki operasyonlarda da kullanıldığı ortaya çıkan ve Tamuz adı verilen füze, 25 kilometreden bir insanı vurabildiği gibi tank gibi zırhlı araçları da etkisiz hale getirebiliyor.
KRİZLERİN OLDUĞU ÜLKELERE BAKIN SİLAH ALIMLARINI GÖRÜRSÜNÜZ
Emekli
Binbaşı Yakup Evirgen gazetemize yaptığı açıklamada bu durumu değerlendirdi. Evirgen "Savunma sanayileri gelişmemiş olan ülkelerin sayısı çok az. ABD, İsrail, İran silah sanayileri en gelişmiş ülkeler. Silah sanayisi gelişmemiş ülkelerin
kalkınma hızları da oldukça düşüktür. Gelişmiş ülkeler bunları pek fazla konuşmazlar. Savunma sanayine sahip ülkeler devamlı üretirler ve katma değer sağlanması için bunları satarlar. Krizlerin olduğu ülkelere baktığınızda ilk başta silah alımlarını görürsünüz. Bu şekilde silah alımlarını dış ülkelerden temin eden ülkelerde
krizler ortaya çıkar. Ciddi bir şekilde silah alımı yapan bir ülkede eninde sonunda bir kriz görürsünüz. Yani çok büyük bir
pazar var. Bu pazardan pay alan ülkeler çok dikkatli olmalılar" dedi.
İSRAİL SAVUNMA SANAYİNE AĞIRLIK VERMEK ZORUNDA KALIYOR
İsrail silahlarını ön plana çıkarmak zorunda olduğunu söyleyen Evirgen, "İsrail silah teknolojileriyle ilk sıralarda yer alıyor. Çünkü İsrail 5-6 milyonluk ülkesiyle askerlerini ön planda tutamaz. İsrail nüfusunun az olması nedeniyle
savunma sanayine ağırlık vermek zorunda.
Teknoloji o kadar gelişti ki artık ülkeler asker zayiatı vermek istemiyor. Onun için de silahlarını ön planda tutuyorlar." diye konuştu.
TEKNOLOJİ SAVAŞIN ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRDİ
Araştırmacı-
Yazar Aytunç Altındal da "Bütün ülkeler için silahlanmanın çok büyük bir rolü var. Silah sanayisini geliştiren ülkelerin ekonomisi oldukça iyidir. Ancak dış ülkelerden silah temin eden ülkeler ise ekonomisi oldukça bozuktur. Artık savunma sanayisi gelişmiş ülkeler askerlerini ikinci planda bırakarak, silahlarını ön plana çıkarıyor. İşte ABD bunun bir örneğidir. ABD, Irak işgalinde 30 bin asker kaybetti. ABD artık asker zayiatı vermemek için askerlerini geri çekerek silahlarını ön plana çıkardı. Teknolojinin gelişmesiyle bir savaş esnasında ülkeler artık birbirlerine dışarıdan destek veriyorlar. Bir ülke diğer bir ülkenin en ücra köşesini bile artık füzeyle vurabiliyor." şeklinde konuştu.
MİLLİ GAZETE