Hıristiyan Demokrat ve sağcı partilerin muhalefetine rağmen önceki gün AP'de alınan karar
Avrupa kamuoyunda "
Brüksel sırları" olarak bilinen kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıkları da ortaya çıkaracak.
Ancak AP'de kabul edilen tüzüğün üye ülkelerin temsil edildiği Konsey tarafından da kabul edilmesi gerekiyor. 1 Ocak'ta AB dönem başkanlığını üstlenecek olan Danimarka'nın, kararı gündeme alarak Konsey ile müzakerelere başlaması ve mayıs ayına kadar netice alması bekleniyor. AP kararının diğer AB kurumları tarafından da onaylanması durumunda dünyanın "en büyük
bürokrasi imparatorluğu" olmakla itham edilen AB'nin "en şeffaf kurumları" haline dönüşebileceği kaydediliyor. Ancak Parlamento'da tüzüğe
itiraz eden ve şeffaflık yanlılarını 'suçlulara' benzeten Hıristiyan Demokratlar şu an Avrupa siyasetine hakim.
Tüzük üye ülkelerin bulunduğu Konsey'e geldiğinde sulandırılabilir.
Tüzüğün geçmesi için yıllardır AP'de mücadele veren Sosyalist milletvekili Micheal Cashman, Zaman'a yaptığı açıklamada, tüzüğün kesinlikle bir devrim olduğunu ancak Konsey'den geçmesi gerektiğini vurguladı. Cashman bundan böyle Brüksel'de kapalı kapılar ardında vatandaşları adına pazarlık yapan bakanların ne söylediklerine ulaşmanın mümkün olacağını kaydetti. Yeni tüzükle birlikte AB vatandaşları kendi bakanlarının Brüksel'de basına kapalı toplantılarda ne söylediklerini, hangi pozisyonları aldıklarını ve hangi konularda pazarlık ettiklerini öğrenecek. Ayrıca herhangi bir AB kurumunda bulunan herhangi bir
belgeyi talep etme ve 15 gün içinde bir nüshasına ulaşma hakkına sahip olacak. Bu belgeler milli hükümetler, 3. ülkeler ve diğer kaynaklardan gelenleri de kapsayacak. Belge talep edilecek AB kurumları arasında Avrupa
Merkez Bankası, Avrupa
Yatırım Bankası ve Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) da bulunuyor.