Fanatik
Budist çeteleri
Müslüman halkın üzerine salarak katliamların baş müsebbibi haline gelen
Burma (
Myanmar) yönetimi, aldığı son kararla bütün dünyayı şoke etti. Çetelerce katledilen Müslüman kardeşlerinin
cenaze namazı için camide bir araya gelen
Arakanlılar, yalnızca birkaç ayda binlerce kişinin ölümüne neden olan vahşeti
protesto edince, Burma Cumhurbaşkanı Thein Sein yönetimindeki faşist diktanın hedefi oldu.
"Camiler isyanın merkezi" diyen cunta iktidarı, Arakan'daki bütün camilerin kapatılması kararını verdi.
YASAKLAR CUMA NAMAZI SONRASI GELDİ
Son birkaç ayda binlercesinin öldürüldüğü, yüzbinlercesinin de göçe zorlandığı Burma'nın Arakan bölgesi Müslümanlarının yaşadığı dram yürekleri burkuyor. Bölgede çıkan olayları şiddetle bastıran devlet, isyan merkezleri olarak gördüğü camileri önceki gün cuma namazından sonra
kapatma kararı aldı.
Müslümanlar, hem askerlerin hem de Budistlerin kendilerini öldürüceği korkusuyla camilere gidemiyor. Arakan son kararla gerçek bir 'açık cezaevi'ne dönüştü.
Müslümanların ev telefonuna sahip olmasının, gece vakti sokağa çıkmasının ve izinsiz evlenmesinin yasak olduğu Arakan bölgesinde zulmün her türlüsü mevcut durumda.
UZAK ASYA'NIN FİLİSTİN'İ
Arakan isminin 'Rakhine' adına dönüştürüldüğü bölgede, Müslüman nüfus da Burma yönetimince
tasfiye edilmek isteniyor.
Arakan'da nerede bir Müslüman köyü varsa, orası çok geçmeden Budist çetelerce yakılıp talan ediliyor. Yönetimin Müslümanlara yaşama hakkını çok gördüğü bölgede gerçekleşen trajedi, buraya "Uzak Asya'nın Filistin'i" dedirtiyor. Köyleri yakılarak göçe zorlanan Müslümanların boşalttığı yerlere cunta yönetimi, Budistleri yerleştiriyor. Amaç ise belli: Müslümanların çoğalmasını önlemek ve ilerde oluşacak 'özerklik' talebinin önüne geçebilmek.
Burma'da Müslümanların 'çoğalmaması' için her şey planlanmış. Evlenebilmeleri için devlet izni gerekiyor ve bu izin çok yüksek miktarda paralar ödenerek 2 yılda ancak alınabiliyor.
7 İMAM KATLEDİLDİ
Öte yandan
Cuma günu Arakan'ın büyük kısmında Budist çetelerin Camileri kuşatması nedeniyle
Cuma namazı kılınamadığı belirtildi. Arakan'da basılan Müslüman köyünde de evler ve köy camisi ateşe verildi. Cuma saatinde ise 2 adet cami yakıldığı ifade edildi.
Teravih namazı kıldırdıkları gerekçesiyle 7 imam çeteler tarafından evinden alınarak önce ayaklarından asıldı, işkence yapıldıktan sonra da tarafından nehre atıldı.
AÇ ve ÇIPLAK ÇOCUKLAR
Burma'daki insanlık ayıbının diğer yüzünde, şiddetin etkilerini her zaman ilk olarak hisseden çocuklar var. Kadınların ve çocukların
Bangladeş sınırında bulunan köylerdeki hali, yürekleri parçalıyor. Nehirden tek parça olarak geçmeyi başaran Arakanlıların çoğu Bangladeş'teki mülteci kamplarına giderken, kaçanların bir kısmı ise sınır bölgesindeki köylere gidiyor. Zaten fukara olan köylerde 10 metrekarelik odalarda 2-3
aile yaşamak zorunda kalıyor. Kimi evlerde aynı odada 10-15 çocuk yatmak zorunda kalıyor. Yiyecek ise en büyük sorun olarak göze çarpıyor.
Halkın sürekli pirinç yemek zorunda olmasının meydana getirdiği gıdasızlıktan ötürü buradaki hemen herkeste 'kansızlık' hastalığı başgöstermiş durumda. Buradaki kamplarda
temiz suya ulaşabilmek de en büyük sorunlardan biri. Köylerdeki Arakanlılar arasında şimdiden
kolera, dizanteri ve malerya gibi hastalıklar görülmeye başlamış. Bölgeye acilen gıda, su ve
tedavi gereçlerinin gönderilmesi gerekiyor.
Timsahlar arasından kaçış
Öte yandan Arakan'dan Bangladeş kıyılarına doğru gerçekleşen zorunlu göç sürüyor. Bangladeş sınırına ulaşmak için nehri geçmek gerekiyor. Akşam saatlerinde başlayan
yolculuk gece 24:00 ile 02:00 arasında tekrarlanıyor.
Kanoların içinde nehirde kalmak zorunda kalan mülteciler bir yandan açlık, diğer yandan boğulma riski, bir taraftan da yılan, timsah gibi vahşi hayvanlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.