Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
büyükelçilik binası önündeki göndere
Türk bayrağı çekti.
Açılış töreni, bayrağın göndere çekilmesinin ardından
saygı duruşu ve
İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Başbakan Erdoğan, daha sonra büyükelçilik binasının açılış kurdelesini kesti.
Büyükelçilik binası
Berlin'de Osmanlı'dan kalan
arsaya
Selçuklu mimarisi tarzında yapıldı. Yurt dışında, en fazla Türk vatandaşının yaşadığı
ülke olan
Almanya'daki büyükelçilik binası, böylelikle Runge Caddesi'ndeki
kiralık binadan, Tiergarten Caddesi'ndeki kendi arsası üzerine yapılan yeni binaya taşındı.
Doğu ve Batı'yı birleştiren Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti, 2000 yılında Alman makamlarından Osmanlı'dan kalan arsanın yanından ek arsa satın alarak, alanını yaklaşık 10 bin metrekareye çıkardı. Yeni büyükelçilik binası için yapılan yarışmaya katılan 143 proje arasından,
''Doğu ile Batı'yı birleştiren Türkiye'' temalı proje seçildi.
Yapımına 2010 yılında başlanan ve 24 ayda tamamlanan yeni büyükelçilik binasının toplam kullanım alanı 10 bin metrekareyi buluyor. Binada, gurbetçilerin sosyal aktiviteleri için konferans salonu da yer alıyor. 800 kişilik çok amaçlı balo ve konferans salonunun kapasitesi, 2 bin kişiye kadar çıkarılabiliyor...
"En güçlü toplum olacaksınız"
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
Almanya'daki Türklere seslenerek ''Burada, kalıcı olmaya, yerleşmeye, ev almaya, iş kurmaya karar verdiğiniz andan itibaren sizler artık buranın bir parçasısınız. Kesinlikle entegrasyon konusunda en ufak bir sıkıntınızın olmaması gerekir. Birliğinizi, beraberliğinizi, dayanışmanızı güçlü tuttuğunuzda
Avrupa'daki en güçlü, en etkili, en dinamik toplum olacaksınız'' ifadelerini kullandı...
Başbakan Erdoğan daha sonra katıldığı, ''Avrupa Krizin Ötesinde'' temalı toplantıda
Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik mesajlar verdi. Erdoğan şunları söyledi.
''Biz hep şunu söyledik: 'Biz, Avrupa Birliği'ne yük olmaya değil, Avrupa Birliği'nden yük almaya geliyoruz' dedik, ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler, hala da anlamıyorlar. Ama biz yine de kararlıyız ve dersimizi çalışıyoruz. Biz yine yük olmayacağız, yine biz yük alacağız ve kararlılıkla da bu süreci devam ettireceğiz. Hatta bu krizin daha önce
ihmal edilmiş bazı adımların cesaretle atılabilmesi için de önemli bir fırsat haline dönüştürülebilmesi mümkün'' görüşünü ifade etti.
Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?
''Değerli dostum Schröder, liderler zirvesine katıldığı dönemde, biz de liderler zirvesine davet ediliyorduk. O zaman biz müzakereci ülke de değildik. Sayın Schröder ve Sayın Chirac ayrıldıktan sonra bizi Avrupa Birliği liderler zirvesine almadılar'' diyen Erdoğan, ''
''Biz şu anda liderler zirvesine katılmıyoruz ama müzakereci ülkeyiz. Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?'' diye sordu.
Avrupa müktesebatı içinde olmayanların Türkiye'ye dayatıldığını vurgulayan Erdoğan, ''Bunlar Türkiye'ye dayatıldıkça kaybeden, dayatanlar olmuştur. Biz kaybetmedik, biz her geçen gün güçlenmeye devam ettik'' ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği üyesi bir Türkiye'nin, giderek yaşlanan Avrupa kıtasına ihtiyaç duyduğu dinamizmi sağlayabileceğine dikkati çeken Erdoğan, ''Avrupa Birliği'nin küresel ölçekte barışı destekleyen bir birlik olarak daha da güçlenmesi için Türkiye önemli katkılar yapabilir. Yakın coğrafyamızın yeniden şekillendiği bir dönemde dünya barışına yönelik tehditlere karşı birlikte mücadele etmeyi sürdürmeliyiz'' dedi.
AB "yeşil hattı" görmüyor
Erdoğan,
Kıbrıs konusunda da ''Kıbrıs' diye bir ülke yok.
Güney KıbrısYönetimi var.
Kuzey Kıbrıs Yönetimi var. Arada da yeşil hat var. AB, bu yeşil hattı görmüyor'' diye konuştu.