Söz konusu dönem
ülke tarihinde hala kanayan bir yara olduğundan merkez sağ hükümetin bu
tercihi, siyasi
tartışma yarattı.
Merkez sağ parti,
General Pinochet'in devrildiği 1990 senesinden bu yana ilk kez, 2010'da iktidara gelebilmişti.
Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera'nın parlamento çoğunluğu, General Pinochet'yi desteklemiş olan sağ görüşteki
Bağımsız Demokratik Birlik Partisi'ne bağlı bulunuyor.
Pinochet döneminin "rejim" olarak anılmasına yönelik karar, muhalefetteki sol partilerin tepkisini çekti; muhalefet hükümeti 'bu tür bir ifade kullanarak geçmişe sünger çekmeye çalışmakla' suçladı.
Pinochet'nin 1973 yılındaki darbesi sırasında ölen Cumhurbaşkanı Salvador Allende'nin kızı İsabel Allende, tercih edilen ifadenin 'kabul edilemeyeceğini' söyledi.
Allende, "tüm dünyanın bildiği bir gerçek ki
Şili'de biz, 17 yıl boyunca insan haklarını en ağır şekilde ihlal eden, gaddar bir diktatörlük altında yaşadık" diye konuştu.
1994 - 2000 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Eduardo Frei da "
Tarih, bir
kararname ya da yasayla değiştirilemez. Tek bir tarih vardır ve o da gayet açıktır: O dönem diktatörlüktü, nokta." dedi.
Hükümet yetkilileri ise Pinochet dönemi için daha genel bir ifade tercih etme kararının, siyasi güdümlü olmadığını savundu.
Geçen hafta atanan Eğitim Bakanı Harald Beyer hükümetin doğrudan müdahale etmediğini söylediği kararı savunurken 'tüm dünyada kullanılan genel bir ifadenin tercih edilmesi' olarak açıkladı.
Beyer şahsen Pinochet dönemini 'diktatörlük' olarak tanımlamakta bir sorunu olmadığının da altını çizdi.
1990 yılına dek geçen Pinochet döneminde silahlı kuvvetlerin operasyonları sırasında 3000'i aşkın Şili vatandaşı öldürüldü ya da kayboldu.
Binlerce kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı, hukuk dışı yollardan gözaltında tutuldu.