Bu, 1999'da euro'ya geçildiğinden bu yana kaydedilen en yüksek
işsizlik oranı.
Bölgede 17,4 milyon kişi aktif olarak iş arıyor; bunların 3 milyondan fazlasını 25 yaşın altındaki gençler oluşturuyor.
İtalya'nın işsizlik oranı yüzde 9,8'e tırmanarak son 12 yılın en yüksek rakamına ulaştı.
Aynı şekilde
Mart ayında Almanya'da da işsizlik oranı beklenmedik bir şekilde yüzde 6,7'den 6,8'e çıktı.
Son altı aydır bu ülkede işsizlik oranı düşüş gösteriyor, bu nedenle Mart'ta da artış beklenmiyordu.
Almanya'da işsiz sayısı 2,87 milyon.
İngiltere ve
Danimarka gibi ülkeler de dahil edildiğinde bütün
Avrupa Birliği'nde işsizlik oranı yüzde 10,2.
Kemer sıkma mı,
büyüme mi?
Geçen hafta,
İspanya'da işsiz sayısının sekiz aydır artmaya devam etiği ve Mart'ta 5,6 milyona ulaşarak yüzde 24,4 işsizlik oranı ile
rekor seviyeye çıktığı açıklanmıştı.
İspanya,
Avrupa Birliği içerisinde en yüksek işsizlik oranına sahip ve bu yıl bu oranın daha da artması bekleniyor.
Ekonomik resesyonda olan İspanya ve İtalya'nın borçlanma giderleri giderek arttığı için bu ülkelerin
kurtarma paketlerine ihtiyaç duymasından korkuluyor.
Avrupa çapında yürütülen tartışmalarda, poltikacıların
ekonomik büyüme yerine kemer sıkma poltikalarına öncelik vererek durumu daha da zorlaştırıp zorlaştırmadığı sorgulanıyor.
Eurostat'a göre, geçen yıl işsizlikte en büyük azalmayı kaydeden ülkeler, Avrupa'nın
doğu sınırındaki
Litvanya, Latvia ve
Estonya oldu.
İşsizlik oranının en fazla artış gösterdiği ülkeler ise İspanya,
Yunanistan ve Kıbrıs'tı.
Euro bölgesi imalat sanayi ile ilgili diğer veriler ise bu sektörde geçen ay da düşüş kaydedildiğini ve bu eğilimin son 11 aydır devam ettiğini gösterdi.
Markit'in imalat sektörü satın alma müdürleri endeksi, Mart ayında 47,7 iken Nisan'da 45,9'a düştü.
Bu, Haziran 2009'dan bu yanaki en düşük gösterge.
Göstergenin 50'nin altına düşmesi sektörde daralmaya işaret ediyor.