Fransa’da
Cezayir asıllı
Muhammed Merah’ın
Toulouse saldırıları ardından cumhurbaşkanlığı adayları kampanyalarının odağına
İslam’ı yerleştirirken, kamuya açık yerlerde
peçe yasağının yürürlüğe girmesinin 1. yılını yarın dolduracağı
ülkede,
Müslümanlara saldırılarda artış yaşanıyor. Fransa Müslüman Konseyi, İslam’a ağır
hakaretler ve ‘sizi
helal öldüreceğim’ gibi ifadeler içeren birçok tehdit mektubu aldıklarını açıklarken, 26 Mart’ta da başkent
Paris yakınındaki Juvisy sur Orge bölgesinde 18 yaşında başörtülü bir kız, İş Bulma Kurumu’ndan çıkarken saldırıya uğradı. Bıçaklı bir adamın, başörtüsünü çıkarmaya çalıştığını belirten
genç kız, “Pis Müslüman, pis
terörist, pis Arap, defol” gibi hakaretler eden zanlının saatini çaldığını söyledi. Saldırganın, DNA testiyle saptanabileceği ancak savcılığın, ‘pahalı olacağı’ gerekçesiyle buna izin vermediği belirtildi. Korsika’da ise İslam’ı seçen 4 çocuk annesi Sylvie Malabre çocuğunu okuldan almak isteyince diğer velilerin tepkisiyle karşılaştı. Veliler, ‘gerçek anlamda İslam’ı yaşamak için
giyim tarzını değiştirdiğini’ söyleyen Malabre’ın ‘laikliğe aykırı giyindiğini ve çocukların psikolojilerini etkilemeye çalıştığını’ öne sürdü. Ancak velilerin başvurusu, Charles-Hendreï okulu yönetimince reddedildi. Yönetici Michel Rouquette, Malabre’ın okula girip çocuğunu alabileceğini söyledi.
Sokakta ‘El Kaideci’ diye bağırdılar
Paris’te yaşayan Mounia Bassnaoui ise sokaklarda kendisine ‘El Kaideci’ diye bağrıldığını aktarıp şunları anlattı: “Şu anda Avrupa’da, bir Müslüman için en kötü ülke Fransa çünkü hükümet bize karşı.
Sarkozy seçilirse, daha da kötüleşecek.” Bir devlet kurumunda muhasebeciyken, peçe yasağı yüzünden işini kaybeden Bassnaoui, Fas kökenli bir
Fransız olmasına karşın
Hollanda ya da İngiltere’ye yerleşmeyi düşündüğü söyledi. Karima da, Fransa’da Müslüman olmanın zorlaştığı fikrinde: “Merah’ın saldırıları sonrası sokakta sürekli hakaret yiyorum. Güvende hissetmiyorum.” Cannes’da yaşayan Said Salmi, “Merah’tan sonra durum çok kötüleşti. Artık Fransızlar ve Müslümanlar var ve Müslümanlar kötü adam” derken, Togolu Amirouche Mesud ise tüm bu tartışmaları seçime bağladı: “Politikacılar, siyasi ve
ekonomik konulardan kaçmak için hep İslam’a yüklenir. Mesela işsizlik varken, helal et tartışması çok saçma.”
Sarkozy göç, güvenlik ve
İslamiyet konularını kasten ilişkilendiriyor
Müslümanlar’a yönelik tehditlerin artmasının sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı
Nicolas Sarkozy gösteriliyor. Sarkozy’nin 2005’teki Paris
banliyö isyanları sırasında İçişleri Bakanıyken, ‘İslam karşıtlığı tohumlarını hükümete ektiği’ yorumunu yapan bazı uzmanlar, geçen Eylül’de ‘laikliğe karşı olduğu’ gerekçesiyle sokaklarda namaz kılınmasını yasakladığına, peçe yasağının öncüsü olduğuna dikkat çekip helal et tartışmasında da ‘tüketiciler için etlere ‘helal’ etiketi konması gerektiğini belirtip okullarda ise ‘helal et”e karşı olduğunu ifade ettiğini anımsatıyor. Sarkozy’nin helal eti, ‘seçmenlerin kafasını en çok kurcalayan konu’ olarak nitelemesine karşın BCPE’nin bir anketi, halkın ‘işsizliği en önemli sorun’ olarak gödüğünü ve göçün de sorunlar sıralamasında 9. sırada olduğunu gösterdi. Sarkozy’nin göç, güvenlik ve İslam konularını birbirine bağladığı iddialarını yorumlayan
Dışişleri Bakanlığı danışmanı Prof. Olivier Roy ise “Siyasiler, İslam ile göç birbiriyle bağdaştırıyor ve Fransız halkı da buna inanıyor. Ama durum böyle değil zira
Kuzey Afrika’dan Fransa’ya göç, son dere-ce azaldı. Şu anda en fazla göçmen, Çin ve Doğu Avrupa’dan geliyor” dedi.
STAR GAZETESİ