Türkiye'yi zorlu bir süreç bekliyor

2011 Türkiye-AB ilişkileri açısından, 2010 gibi kötü geçti. 2012'nin ise daha da kötü geçme ihtimali son derece yüksek.

Türkiye'yi zorlu bir süreç bekliyor

Kıbrıs sorununun dallanıp budaklanarak derinleşmesi, Euro krizinin yılın son günlerinde Fransa ve İspanya'dan gelen kötü haberlerle daha da yaygınlaşması, Almanya-Fransa ikilisinin Türkiye karşıtlığında herhangi bir değişiklik gözlenmezken Fransa'nın Ermeni "soykırımı"nı inkar edenleri cezalandırma teşebbüsü 2012'yi çok zor bir yıl yapacak gibi görünüyor. 2012'nin ikinci yarısı ise tam bir buhran dönemi olacak. Zira Rumlar AB'nin dümenine geçecek. Euro krizinin hükümeti devirdiği Yunanistan ve hükümeti yıprattığı Fransa'da ise 2012'de seçimler var. Kıbrıs sorununda mucizevi bir çözüm olmazsa ve Fransa'da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy mayısta yapılacak seçimleri kazanırsa Türkiye-AB ilişkilerinin daha da kötüye gideceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Kıbrıs'ta iki eski yoldaş Dimitris Hristofyas ve Mehmet Ali Talat çözümde anlaşamayınca, Talat seçimleri kaybetti. Talat'ın yerine daha ziyade "Denktaş siyaseti"ne yakın olarak bilinen Derviş Eroğlu seçilince çözüm ümitleri daha da azaldı. Hristofyas ile Eroğlu arasındaki müzakerelerde şu ana kadar somut bir sonuç alınabilmiş değil. İki lider ocak ayı sonunda New York'ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un gözetiminde bir zirve daha yapacak. Müzakereler devam ederken Rum Kesimi'nin Akdeniz'de doğalgaz aramaya başlaması ve Türkiye'nin sert tepkisi zaten zor geçen görüşmeleri daha da çetrefil hale getirdi. AB liderlerinin aralık ayı başında yaptıkları zirvede doğalgaz konusunda Rumlara çok kuvvetli destek vermeleri, Kıbrıs müzakerelerinden netice alınabileceğine inananları iyice ümitsizliğe sevk etti. Asıl büyük kriz ise Rumların 1 Temmuz 2012'de AB dümeninin başına geçmesi ile yaşanacak. Türkiye 1 Temmuz'dan itibaren AB ile ilişkileri 6 ay boyunca askıya alacağını açıkladı. Son 3 dönem başkanlığında yani 18 ayda fasıl açılamayan AB sürecinde önümüzdeki 1 yıl içerisinde de herhangi bir fasıl açılması zor görünüyor. AB liderleri 8-9 Aralık'taki zirvede İngiltere'yi dışlama pahasına Euro'yu kurtarmak için bir dizi yeni tedbir aldı. Fakat zirvenin ardından oluşan olumlu hava kısa sürede dağıldı. Fransa'da işsizlik oranlarının zirve yapması, Avrupa'nın en büyük 5. ekonomisi İspanya'nın bütçe açığının beklentilerin üzerinde çıkması 2012'nin de Euro zirveleri ile geçeceğini gösteriyor. Türkiye'nin AB süreci açısından belki de en mühim iki AB ülkesinde bu yıl seçimler var. Euro krizinin devirdiği Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun yerine gelen teknokrat Lukas Papademos, ülkeyi nisan ayında seçimlere götürecek. Türkiye'nin çok yakından takip edeceği seçim ise ilk turu nisan, ikinci turu mayısta yapılacak Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri. Şu an kamuoyu yoklamalarında geride görünen ancak Sosyalist rakibi François Hollande ile arasındaki farkı kapatan Sarkozy'nin seçilmesi durumunda Türkiye-AB ilişkilerinin daha da kötüye gideceğini öngörmek mümkün. Fransa'da yılın son günlerinde Milli Meclis'ten geçen Ermeni "soykırımı"nı inkar eden kanunu onaylaması durumunda Sarkozy ile bütün Türk yetkililerin ilişkileri daha da kötüleşecek. Sarkozy inkar kanunu ile birlikte hem Ermenilerin oylarına talip olurken hem de Türkiye'nin AB sürecine ölümcül bir darbe vurma hesabı yapıyor olabilir. ZAMAN
<< Önceki Haber Türkiye'yi zorlu bir süreç bekliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER