İlkokulda yaptığımız fasulye veya nohutu çimlendirme deneyini hatırlar mısınız? Hemen her öğrencinin yaptığı bu faaliyette uykuda olan tohumun yeniden hayat bulmasını gözlemlerdik. Son yıllarda bu tarz tohum çimlendirme deneyleri çok gelişti ve bütün dünyayı etkileyecek bir beslenme felsefesi doğdu. Çağlayan dergisinden Esra Büyükçombak’ın yazdığı “Mikro Yeşiller” makalesine göre; çimlendirme deneyleri geliştikçe, tohumların çimlendikten sonraki hallerinde daha önce görülmeyen vitamin ve antioksidanların ortaya çıktığı tespit edildi.
Bildiğiniz gibi; tohumların önemli bir özelliği var. Çimlenme için uygun şartlar olmadığında, yıllarca bozulup çürümeden, uyku hâlinde bekleyebiliyorlar. Çimlenmiş tohumlar mineral madde, vitamin, lif, fenolik bileşikler ve aminoasitler bakımından çok zengin bir hâle getirilir.
Bu yeni beslenme felsefesinin temelinde, ezelî bir ilimle paketlenmiş moleküllerin harika özelliklerinin tohumda açığa çıkarılması yatıyor. Tohum, olgun bitkinin bir fihristesi hükmün. Filizlenmede mikro yeşil kimliğin ortaya çıkması için bir ile üç hafta boyunca nemli ve sıcak bir ortamda yeşertilmesi gerekir.
En Popüler Mikro Yeşiller: Karnabahar, Roka, Turp, Dereotu, Havuç
Mikro yeşillerin farklı aromatik lezzetleri ve konsantre besin muhtevaları vardır. Farklı tohum türlerinden yetiştirilebilen mikro yeşillerin en popüler çeşitleri arasında karnabahar, roka, turp, dereotu, havuç, rezene, kereviz, sarımsak, soğan, ıspanak ve salatalık sayılabilir. Pirinç, yulaf, buğday, mısır ve arpa gibi tahılların yanı sıra nohut, fasulye ve mercimek gibi hububat ve baklagiller, filizlere kolay dönüşürler. Çeşidine bağlı olarak nötrden baharatlıya, biraz ekşi veya hatta acıya kadar değişebilen tada sahiptirler. Genel olarak, lezzetleri güçlü ve yoğundur. Mikro yeşillerin yüksek besin değerleri vardır. İhtiva ettikleri gıda maddeleri değişken olsa da çoğu çeşitleri, potasyum, demir, çinko, magnezyum, bakır, diğer mineraller ve vitaminler bakımından zengindir.
Yapılan çalışmalarda, filizlenen börülceden 4–38 kat daha fazla C vitamini, %9–12 daha fazla protein elde edildiği ve proteinin börülce içindeki sindirim işlemlerini de %20’ye kadar iyileştirildiği görülmüştür. Mikro yeşiller, antioksidan gibi faydalı bitki bileşiklerinin önemli kaynağı olup daha olgun yeşilliklerle karşılaştıran araştırmacılar, besin seviyelerinin 40 kat daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.
Filizlenmiş Besinler Kalp Hastalıkları, Alzheimer, Diyabet ve Kansere İyi Geliyor
Kalb hastalığı: Kalb rahatsızlığı riskini azaltan zengin bir polifenol kaynağı olan mikro filizlerin trigliserid ve “kötü” LDL kolesterol seviyelerini düşürebileceği gösterilmiştir.
Alzheimer hastalığı: Lesitin açısından zengin besin maddeleri tüketildiğinde depresyon, düşüncelerde bulanıklık, anksiyete ve zihnî yorgunluğun önlendiği gösterilmiş olduğundan mikro yeşillerin yüksek miktarda lesitin ihtiva etmesi üzerine yapılan bir çalışmada, Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azalttığı anlaşılmıştır.
Diyabet: Antioksidanlar, şekerin düzgün şekilde hücrelere girmesini engelleyebilecek stres türünü azaltmaya yardımcıdır. Laboratuvar çalışmalarında, çemen mikro filizleri yenildiğinde, hücre seviyesinde şeker alımını %25–44 oranında artırdığı görülmüştür.
Bazı kanserler: Antioksidan bakımından zengin meyve ve sebzeler, özellikle polifenoller açısından zengin olanlar, çeşitli kanser türlerine yakalanma riskini düşürebilir. Polifenol açısından zengin mikro filizlerin benzer tesirleri olması beklenebilir.
Kilo Vermek İsteyenler İçin Yeni Bir Trend
Saf yağ asitleri bakımından da zengin oldukları için kanın şeker ve basıncını dengelerler. Mikro yeşiller, alyuvarların sayısını koruyarak veya artırarak kan dolaşımının randımanlı olmasına yardımcı olur. Bu durum sayesinde, çeşitli organlara ve hücrelere yeterli oksijen taşınması sağlanır. Kilo vermeye yardımcı olacak en iyi yiyeceklerdendir. Filizlenmiş baklagiller ve tam tahıllar, kan şekeri kontrolüne fayda sağlayabilecek lifle doludur. Lifler daha uzun bir süre tokluk hissi verirler.
Önemli mineralleri tutarak emilimini engelleyen fitik asit de dâhil olmak üzere belirli anti-besinler, filizlenme sayesinde tohumdan uzaklaştırılmış olur. Yapılan çalışmalar filizlenmenin fitik asit muhtevasını %81’e kadar azaltabileceğini göstermektedir. Bu sayede hazımsızlığa ve bağırsak gazlarına sebep olabilecek sindirim enzimleri de baskılanır. Mikro yeşiller, vücuttaki akyuvarların hastalıklarla savaşması ve böylece bağışıklık sisteminin güçlenmesi için uyarıcı tesir yaparlar. Aynı zamanda vücudun alkali (bazik) olmasına, asit seviyesini düşürerek pH seviyesini düzenlemeye ve korumaya yardımcı olurlar. Kanser gibi birçok hastalığın vücuttaki aşırı asitlikle alakalı olduğu bilinmektedir.
Mikro yeşilleri yemek genellikle güvenli kabul edilir. Eş değer bitkilere göre daha az sıcak ve nemli şartlar gerektirir ve köküyle birlikte tamamı tüketilir. Bununla birlikte, evde filiz yetiştirme planlanıyorsa, tohumlar güvenilir bir yerden temin edilmelidir.
Kaynak: www.caglayandergisi.com