CHP'den milletvekili seçilen Ergenekon ve Balyoz davaları sanığı Dursun Çiçek, Ergenekon sanığı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in bir röportajda kendisi hakkındaki ifadelerine cevap verdi. Pekin'in 'Bak Dursun, yine bunlarla uğraşıyorsun, bizim başımızı belaya sokma' şeklindeki ifadesini hatırlamadığını söyleyen Çiçek, "Ben albaydım o korgeneral olarak istihbarat başkanıydı. Dolayısıyla imzalamayıp o çalışmayı durdurabilirdi ama parafladı." dedi.
Mazbatasını almak için İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Dursun Çiçek'e eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin'in bir röportajda internet andıcı belgesiyle ilgili ifadeleri soruldu. Pekin'in, "Herkesin haberi var. Paraf aşamasına geldi. Dursun (Çiçek) akşamüzeri bana getirdi. 'Bak Dursun' dedim 'Yine bunlarla uğraşıyorsun, bizim başımızı belaya sokma.' dedim. 'Yok, komutanım' dedi." ifadeleri ve internet andıcı belgesinin dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a da arz edildiği şeklindeki beyanı hatırlatıldı.
Çiçek, "Söz konusu olan belge internet andıcı. Orada 12 paraf ve imza var, gerçek bir belge. O belgeyi sızdıran ve askeri casusluk suçu işleyenler hakkında da şu an soruşturma devam ediyor. O belgenin paraflanması kapsamında İsmail Hakkı Pekin'e gittiğim doğrudur. Ancak öyle bir diyalog geçtiğini hatırlamıyorum. Ancak şöyle bir gerçek var askeri sistemde, ben albaydım o korgeneral olarak istihbarat başkanıydı. Dolayısıyla imzalamayıp o çalışmayı durdurabilirdi. Ama parafladı." diye konuştu.
Çiçek, "Diğer bir konu şayet bu 'paralel yapı' devlet için bir tehdit şeklinde bir algıya İsmail Paşam itiraz ediyorsa bugün ortaya konan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne (kırmızı kitap) yansıtılan tehdidi demek ki o dönemde kendisi görmemiş. Görevini bihakkın yerine getirmemiştir. Bunu da vurgulamak istiyorum." ifadelerini kullandı.
İsmail Hakkı Pekin, bir röportajında, "Karargahta bu tür evraklar hazırlanırken komutanın haberi olur. Mesela Taraf gazetesinde haber çıktığı vakit araştırdık ve ilgili sitelerin bizim siteler, yani hareket başkanlığının siteleri olduğunu öğrendik. Zaten andıç hazırlanırken bana geldiler, Genelkurmay 2. Başkanı Iğsız Paşa'ya gittiler. Komutana arz ettiler. Herkesin haberi var. Paraf aşamasına geldi. Dursun (Çiçek) akşamüzeri bana getirdi. 'Bak Dursun' dedim. 'Yine bunlarla uğraşıyorsun, bizim başımızı belaya sokma!' dedim. 'Yok, komutanım' dedi. Ben de paraf ettim. Sonra 2 başkanda kaldı uzun süre. Bizim bazı evraklarımız Genelkurmay Başkanı'na zarf içinde gider ve öyle parafe edilir. İlker Paşa genelkurmay başkanı olduktan sonra andıçlarda genelkurmay başkanı hanesini kaldırdı. Son zamanlarda da andıçlara post-it yapıştırıyordu, uygun görürse çıkarıyordu. Kağıdı çıkardığın zaman bir anlamı yok. Üzüldüğüm nokta şu; İlker Paşa savcılık ifadesinde 'Bu dokümanın altında imzam yok' dedi. Yok, evet ve olamaz ki zaten. İmzayı kendisi kaldırdı. Ama bizim attığımız her türlü imza onun adına. Zaten Dursun'un ıslak imza olayı ortaya çıkınca yürürlüğe de girmedi. O andıçla site açılmadı." demişti.
CİHAN