Ünal Tanık'ı uzun bir süre aynı koğuşta kaldığı gazeteci Yüksel Durgut anlattı. Kronosnews.com'da yer alan yazısında Durgut Ğnal tanık ve ailesinin yaşadıklarını paylaşti
İşte Durgut'un yazısı
Aynı koğuşu paylaştığımız Ünal Tanık'a cezaevinden tahliye olurken kocaman bir kalp bırakmıştım, "Bu kalp seni dışarıda sevenlerin kalbi." diye. O kalpler seni bekliyor, seni özlüyor Ünal abi...
Derler ya, “Cezaevinde gördüğün, bildiğin orada kalır.” Kusura bakma Ünal Ağabey. Her doğru bildiğin cezaevi duvarları arasında kalacak diye bir şey yok. Senin gibi mütevazı, samimi, vefalı, mert ve cesur bir adamı yazmamam sana karşı saygısızlık olur.
Ünal Tanık, bana aylarca baba, ağabey oldu Silivri Cezaevi’nde… Beraber yedik, içtik. Beraber güldük, beraber hüzünlendik.
Geçirdiğim ameliyat sürecinde bana karşı gösterdiği merhameti bende derin izler bıraktı. Beraber yaptığımız kahvaltıları ve akşam yemeklerini özgür yaşamımızda yeniden bir arada tekrarlayacağımız günleri iple çekiyorum.
Bir çok engel vardı ama Türkiye’yi de, dünyayı da içeriden okuyordu. Analizleri hep doğru çıktı. Ünal Ağabey’i demir parmaklıklar arasında tutmaları, gerçekleri doğru yorumlamasına asla engel olmadı.
Türkiye’de ki kriz anlarının talihsiz habercisi ama mesleğinde baskılara asla boyun eğmemiş 37 yıllık bir basın emekçisi… Peki, boyun eğmiş olsaydı 555 gün (28 Temmuz 2018 itibari ile) boyunca Silivri’nin duvarları arasında mı olurdu? Yoksa elinde yetişmiş genç gazeteciler gibi Boğaz’daki yalıların birisinde köşe mi yazardı. Yaşı 60’a merdiven dayamasına rağmen hala birçok gence taş çıkartacak kadar delikanlı. Yüreği o kadar geniş ki tüm dünyanın iyiliklerini barındıran bir kalbe sahip.
Habercilikte adettendir. Bir kişinin biyografisini kısaca bahseder ve haberinize devam edersiniz. Ancak Ünal Tanık bu kısa tarife sığmayacak donanıma sahip bir ‘Duayen Gazeteci’ kimliğini barındırır. İstanbul Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nü 1981 yılında bitirdiğinde ideali bir akademisyen olmaktı.
Adıyaman’da eline aldığı kalemi ve akademisyenlik hayallerini rafa kaldırdığında yolunun Babıâli’ye düşeceğini asla hayal etmemiş. İlk olarak Tercüman Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Tercüman serüveninin ardından radyoculuğa farklı bir soluk getirdi. Haberciliğini farklı medya kuruluşlarında sürdürdü. Kanal 7 Haber merkezinin kurucularından birisi oldu. Yayıncılığın kıdemli programı olan Arena’da Uğur Dündar ile birlikte çalıştı. Kanal 7’de Haber Müdürlüğüne geri döndü. Ayrıca Türk Televizyonlarının en uzun soluklu ekonomi programını sundu. İş Dünyası Programı ve Yaşayan Ekonomi Programlarını hazırladı. Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeliğini onurla sürdürdü. Haber7.com’u sıfırdan alarak Türkiye’nin en çok tık alan sitesi haline getirdiğinde yıllar 2004 idi. 11 yıllık Kanal 7 serüveninin ardından 2010 yılında “Bağımsız yayıncılık nasıl yapılırsa, bütün keyfini çıkardığımız bir platform kurduk” diyerek alanında en çok takipçiye sahip olan rotahaber.com’u kurdu.
“Ben hiçbir zaman birilerinin sesi olmadım” diyebilecek kadar delikanlı ve mert. Bu duruşu Rotahaber’in başarı grafiğini de yükseltmiş.
Terörist yaftasını yapıştıramayacağınız bir gerçek Ünal Tanık. Yıllar önce “Bizlerin ortak paydaları yok ediliyor” diyerek bugünleri görebilen, “Toptancı değilim. Kimin yaptığına değil, ne yaptığına bakarım” idealiyle de nasıl bir duruş sergilediğini ortaya koyan birisi. Ağabeyimin bu duruşları ben koğuşa ilk geldiğimde ve cezaevinden tahliye olacağım sırada beni nasıl sıkıca kucakladıysa hala yüreğimde hissediyorum. Bu yüzden kendisine çıkarken kocaman bir ‘Kalp’ bırakmıştım. Ağabey, bu kalp seni dışarıda sevenlerin kalbi. Bu yazıyı OHAL şartları kalktığına göre okuturlar mı bilmem ama tahliye olduğunda cezaevi çıkışında yolunu gözleyen binlerce insan olacağını asla unutma…
“Sahip olduğunuz medya gücü ile bütün Türkiye’yi kandırıyorsunuz ama ekonominin kendisini kandırmazsınız” yorumlarını yıllar önce yaptığında bir hedef haline getirilen ancak haklılığı her geçen gün ortaya çıkan birisi Ünal Ağabey. Utanacak hiçbir şeyi olmayan ama böyle bir insanı demir parmaklıklar arkasına gönderenlerin yüzünün kızardığı gerçeğini tüm Türkiye biliyor. Ünal Ağabeyin yetiştirdiği, beraber çalıştığı insanlar bu gerçeği bilmiyor mu sanki. Herkes bu gerçeği görüyor ve bir gün birisi çıkıp da bunu haykıracaktır.
Ünal tanık sadece iyi bir gazeteci değil, iyi bir baba, iyi bir eş, koca yürekli iyi bir insan. Ünal Ağabey bir Televizyon Programında ki seçim yorumunda “Futbol diliyle bir şey anlatacağım. Futbolda heyecanlı ve gergin maçların son dakikaları bitmez. Düdük çalsa diye beklersiniz…” demişti… Evet, Ünal Ağabey senin dilinden anlatayım: “Şu ayrılık bitse, şu mahpus hayatı tez zamanda sona erse ve doya doya bir kucaklasam ve elini öpsem…