Milliyet Yazarı Melih Aşık Duşakabinoğılları'nın hikayesini yazdı .
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama törenlerinde, merdivenlerde, tarihteki Türk devletlerini temsil eden kıyafetler giyen askerler yer alıyordu.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Hasan Herken, Ocak 2015’te Twitter’da “Şu bornozla fotoğrafı olan kişi hangi beyliği temsil ediyor?” diye sorunca bir kullanıcı “Duşakabin-oğulları” yanıtını vermişti.
Prof. Hasan Herken AKP’den gelen baskılar üzerine istifa etti. Daha sonra açığa alındı. Sonra hapse atıldı. Prof. Hasan Herken hafta sonunda çıktığı mahkemede ifadesi arasında dedi ki:
- Cezaevinde yaşadıklarımı kitap haline getireceğim ve adını ‘Başımı Yedin Duşakabinoğlu’ koyacağım...
Kitabın adı: “Türkiye bir hukuk devletidir” de olabilir.
Pamukkale Üniversitesi'ndeki akademisyenlerin yargılandığı davanın ilk duruşması, Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. 73'ü tutuklu, toplam 115 sanıklı davada, Eski dekan Hasan Herken, 43 sayfalık yazılı savunma yaptı. Herken savunmasına, "Doğruyu deliye söyletirlermiş. Bu davanın delisi ben olacağım" diyerek başladı.
"15 Temmuz'dan sonra herkes besmele çeker gibi küfrediyor"
Ülkenin hassas bir dönemden geçtiğini, Türkiye'de olağanüstü zamanların hiçbir zaman bitmediğini belirten Herken, "Bu iklim iki şeyi sürekli üretir. Bunlardan biri mehdi, diğeri münafık. Bizdeki yönetim tarzı herkesi çok yüzlü olmaya zorlamaktadır. Menderes de, Ecevit de, Erbakan da bir zamanlar Atatürkçüydü. Şimdi herkes dindar. Çünkü hakim unsur böyle olmasını istiyor. İşlerini yürütebilmek için erkekler sakal bırakıyor, kadınlar başını örtüyor. Bu ülkede münafık olmak, yani şu günlerdeki deyimle kripto olmak, yaşamak için zorunlu. Bir dönem herkes, şu an F... denilen, geçmişte cemaat olarak bilinen yapı ile birlikte olmak, fotoğraf çektirmek için sıraya giriyordu. 15 Temmuz'dan sonra herkes besleme çeker gibi küfrediyor. Çünkü bu küfrü azaltırsa, kripto sanılmaktan korkuyor" dedi.
"Darbeciler, karanlık yerlerde aranmalı"
Savunmasında, iddianameyi hazırlayan savcının darbecileri yanlış yerde aradığını, bilim yuvalarının terörist yetiştirecek yerler olmadığını ifade eden Herken, "Darbecilerin karanlık yerlerde aranması gerekir. Dava konusu yapıya destek verenler aranıyorsa, okul açması için izin veren Milli Eğitim Bakanlığı, Finans kurumu açması için izin veren BDDK, Türkçe olimpiyatlarına katılan ricali devlet, 'Dön artık bu hasret bitsin' diyen yöneticiler arasında aranmalıdır" dedi.
"Başımı yedin Duşakabinoğulları"
Pamukkale Üniversitesi'nden 100 akademisyenin yargılanmasını dünya çapında bir olay olarak nitelendiren Herken, "Butik bir şehir üniversitesindeki hocalardan 100 tane silahlı terör örgütü üyesi çıkarılmıştır. Dreyfus Davası, bu davanın yanında sönük kalır. Cezaevinde yaşadıklarımı kitap haline getireceğim. Kitabıma da 'Başımı Yedin Duşakabinoğlu' veya 'Bir günde nasıl terör örgütü yöneticisi oldum' ismini vereceğim" dedi.
Ayrıca Herken, savunmasında 'FETÖ/PDY'den tutuklu Pamukkale eski Kaymakamı Veysel Beyru'nun iki kez intihar girişimde bulunduğu da ileri sürdü. Duruşma Herken'ın savunmasıyla bugün sona erdi.